Adaylığını “Ülkeyi yönetenler, hiçbir zaman temsil ettiği halktan daha büyük değildir’’ diyen Bayır, ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin yol haritasının çizilmesi sürecinde, mücadelemizi omuz omuza sürdürmek, halkımızın yaşadığı hayal kırıklıklarını bir an önce yeniden umuda dönüştürmek adına Parti Meclisi görevi için onayınızı istiyorum’’ diyerek duyurdu.
İşte O Yazılı Açıklama;
Bugün partimizin içinde bulunduğu gerçek duruma bakıldığında;alınan sonuçlar geçmişteki eksik ve hatalarımızın bedelidir. Uzun yıllardır partimize emek vermiş biri olarak, kendime bu öz eleştiriyi yapıyorum.
Bu bir alın yazısı değildir!
Geçmişimizden ders alarak bunları düzeltmek için çok çalışmalıyız. Ancak bu çalışma klasik particilik anlayışıyla değil, tüm partililerimizi ve halkımızı kucaklayarak, onları bu çalışmalarımıza ortak ederek, planlı programlı bir şekilde özveriyle hayata geçirilmesi durumunda,yıllardır beklenen başarı kendiliğinden gelecektir.
İnsanı insan yapan, düşüncelerini hiçbir baskı altında tutulmadan söyleyebilmesi ve bu yeteneğini geliştirebilmesidir. Kişilerin düşünce yeteneğinin özgürce gelişmesi engelleniyorsa, o yönetim biçiminde demokrasiden söz edilemez.
Her şeyi kendisinin bildiğini iddia eden, aklını ve iradesini kontrol edemeyen, çevresindekilerle fikir alışverişinde bulunmayan, kendi doğrusundan başka doğru kabul etmeyen iktidar; Türkiye Cumhuriyet'i topraklarında yaşayan her bireyin, temel hak ve düşüncelerini özgürlüğünü gasp etmektedir.
Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor.
Bizler, yanlışları doğru, doğruları yanlış kabul eden bir iktidarın karanlığında kalmak istemiyoruz. İçinde bulunduğumuz süreçte; Gazi Meclis işlevsizleştirilirken, Anayasa cebren ve hile ile yok edilmeye çalışılırken, parti genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutukluyken iktidarın bu zulmüne artık son vermek etmek istiyoruz.
Ülkeyi yönetenler hiçbir zaman temsil ettiği halktan daha büyük değildir.
Ekonomik sorunlara, işsizliğe, adaletsizliğe alışmamızı istiyorlar. Umudumuzu yitirmemizi, onlara biat etmemizi, sorgulamamamızı, düşünmememizi istiyorlar.
Elimizdeki tek gerçek güç: Umudu karanlıklar içinden söküp çıkarmak!
Bizler bu güce sahibiz.
Şimdi vakit; Kuvayı Milliye ruhuyla yürüme zamanıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün hangi dönemde hangi şartlar altında mücadele ettiğini hatırlama ve uygulama zamanıdır.
Partimizin iktidar olabilmesi için, hayatın tüm alanlarında etkili ve örgütlü olması gerekmektedir. Buradaki amacımız ‘insan ve üretim odaklı’ bir örgütlenme anlayışı olmalıdır. İl-ilçe-belde gezmenin dışında organize bölgeleri, sanayi - esnaf siteleri, büyük çarşılar, üniversiteler, fabrikalar, işlikler, kırsal kesim – köyleri, hayatın nabzının güçlü ve hızlı attığı her yerde olmalıyız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, işçiyi - işsizi, esnafı, köylüyü, girişimciyi, emekliyi, aydını, kadını, öğrenci genci; kısacası herkesi kucaklayarak örgütlenmeliyiz.
Türkiye Cumhuriyeti için yegâne kurtuluş; laik demokratik sosyal hukuk devleti olma yolunda, ülkemizin ve milletimizin bekası için mücadele etmektir.
Bu kurultayda, TürkiyeCumhuriyeti’nin geleceğinin yol haritasının çizilmesi sürecinde, mücadelemizi omuz omuza sürdürmek, halkımızın yaşadığı hayal kırıklıklarını biran önce yeniden umuda dönüştürmek adına Parti Meclisi görevi için onayınızı istiyorum.
