"Amaç, İzmir'i sermaye için kârlı kılmak"
İzmir'de kent içi ulaşımın her geçen gün daha da içinden çıkılmaz bir çile haline gelmesinin nedenlerini bir bildiriyle açıklayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir il örgütü, "Ulaşıma dair atılan her adım aslında başka bir planın parçası. Amaç sermayeyi İzmir'e çekmek ve İzmir'i sermaye için 'kârlı' kılmak. İnsanca bir düzen ve yaşanılabilir İzmir için birlikte mücadeleye çağırıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir il örgütü tarafından yayımlanan bildiriyle kentteki ulaşımın kaotik bir hale gelmesinin nedenleri üzerinde duruldu.
Bildiride şu ifadelere yer verildi. "Ulaşıma dair atılan her adım aslında başka bir planın parçası. Amaç sermayeyi İzmir'e çekmek ve İzmir'i sermaye için 'kârlı' kılmak. Oysa, trafik sorununun ortadan kaldırılması mümkün. Toplu ulaşım sisteminin güçlendirilmesi, alternatifli hale getirilmesi de, kentimizin, planlı bir şekilde gelişmesi de mümkün. Tek yapılması gereken, sermayenin keyfine değil halkın ihtiyaçlarına öncelik vermek. Bunu, ülkeyi sorun yumağı haline getiren AKP de, ona özenip İzmir'i sermayeye teslim eden CHP de yapamayacağına göre; İnsanca bir düzen ve yaşanılabilir İzmir için birlikte mücadeleye çağırıyoruz".
İŞTE O AÇIKLAMA
TKP İzmir İl Örgütü imzasıyla yayımlanan açıklamanın tamamı şöyle:
Mücadele etmek için bir nedeniniz daha var artık:
“Sermayenin İzmir'ine" Hoşgeldiniz!
Sermaye, İzmir’i seçtiğinde, her şey farklı olacaktı, değil mi?
İstanbul-İzmir bağlantısı güçlenecek, emlak fiyatları artacaktı.
Kalifiye işgücünün maaşları, İstanbul seviyesine yükselecekti.
Çalışanlar, iş yaşantısının boğucu, bunaltıcı ortamından, kent yaşamının güzellikleri ile uzaklaşacaktı.
Kent gelişecek, kentliler de zenginleşecekti…
İzmir’i kimse tutamayacaktı.
Sermayenin İzmir’e sunduğu hayallerdi bunlar.
Ama, işin doğası gereği, gerçekler farklı oldu:
Sermaye, tüm açgözlülüğü, tüm yağmacılığı ile İzmir'e geldi.
Yaşanılası diye örnek gösterdiğimiz İzmir, kısa sürede, içinde yaşanılamaz bir şantiye alanına döndü.
Hatırlıyor musunuz?
Önce “bütün ulaşımı rahatlatacak” metro inşaatı gündemimize girdi.
Ancak ihaleler, iptaller, plansızlık ve beceriksizlik derken metro inşaatı uzamış da uzamıştı.
Tam metro bitti derken, kıyı düzenlemesine geçildi, kıyı şeridine erişim engellendi.
Derken ulaşımda otobüs yükünü hafifleteceğiz bahanesiyle aktarmalı ulaşıma geçildi.
Toplu taşıma ile tek bir araçla gidilebilen güzergâhlarda, kimi zaman üç, dört aktarma yapmak gerekti.
Metro-otobüs-vapur saatleri birbirini tutmadı, aktarma yerlerinin kapasitesi yetmedi.
Planı, projesi olmadan tramvay inşaatına başlandı.
Güzergah, yapım çalışmaları devam ederken belirlenmeye çalışıldı. Taşıt yolları daraltıldı, kapatıldı.
Kentin bir yakasında tramvay inşaatı bitti bitmesine ama ulaşım tramvaya bağımlı hale getirildi.
Kıyı şeridinde yaşayanların dışındakiler için toplu ulaşım sınırlandırıldı.
Yetmedi…
Kent merkezinde ulaşım sistemi yeniden düzenlendi. Otobüsler kaldırıldı, güzergahları değiştirildi.
Toplu ulaşımda, konfor ve hızlı erişim olanağı yitirilince, özel araç kullanımında büyük bir artış oldu.
Tüm bunlar olurken, kavşaklarda birer birer AVM'ler dikildi.
Kent merkezinde, büyük konut sitelerinin, gökdelenlerin önü açıldı.
Kent trafiğini rahatlatacağı söylenen çevre yolu, birkaç sene içerisinde tıkanır hale geldi.
Ve sonunda, işimize, evimize gidemez olduk.
Gördük ki ulaşıma dair atılan her adım aslında başka bir planın parçasıymış:
Sermayeyi İzmir'e çekmek ve İzmir'i sermaye için güzel, “kârlı” kılmak.
Oysa, trafik sorununun ortadan kaldırılması mümkün.
Toplu ulaşım sisteminin güçlendirilmesi, alternatifli hale getirilmesi de,
kentimizin, planlı bir şekilde gelişmesi de mümkün.
Tek yapılması gereken,
sermayenin keyfine değil halkın ihtiyaçlarına öncelik vermek.
Bunu, ülkeyi sorun yumağı haline getiren AKP de,
ona özenip İzmir'i sermayeye teslim eden CHP de yapamayacağına göre;
İnsanca bir düzen ve yaşanılabilir İzmir için
birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz!