Burcu Köksal'dan Torba Kanun Eleştirisi

CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri süren torba kanun teklifini eleştirdi.

CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri süren torba kanun teklifini eleştirdi. Köksal, "Bu torba yasada harçlar ve vergilerde fahiş artış var. Adrese teslim vergi düzenlemeleri var. Vergi istisnalarında süre uzatımı var. Ama maalesef beklediğimiz ücretlilerdeki vergilendirme, vergi dilimlerinin düzeltilmesi yok. Vergi yükünü asıl sırtlanan ücretliler bu torba yasada ne yazık ki yok. Bu torba yasa sinekten yağ çıkarmaya yönelik bir torba yasadır" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye devam eden 80 maddeden oluşan torba kanun teklifini eleştiren Köksal, şunları söyledi:

"BU TORBA YASA SİNEKTEN YAĞ ÇIKARMAYA YÖNELİK BİR TORBA YASADIR"

"2024 yılı bütçesi önümüzdeki haftalarda Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek. Bakanlıkların bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüştü. Bakanların sunumlarında toz pembe olarak anlattıkları her şeyi tek tek inceleyerek, komisyonda bütçede olan yanlışları, usulsüzlükleri tek tek dile getirdik. İşçinin, öğrencinin, emeklinin, esnafın, çiftçinin, sağlıkçının, kadının, gazetecinin herkesin hakkını alabilmesi için elimizden gelen mücadeleyi gösterdik. Ancak iktidar temsilcileri kurdukları kara düzen bozulmasın diye ellerinden geleni ardına koymamaya devam ediyorlar. Halkın geçim mücadelesi, adalet mücadelesi için Meclis'teki sesi olmaya devam edeceğiz.

Bütçeden önce önümüze getirilen bir torba yasa daha var. Komisyon görüşmeleri hala devam ediyor. Bu torba yasada harçlar ve vergilerde fahiş artış var. Adrese teslim vergi düzenlemeleri var. Vergi istisnalarında süre uzatımı var. Ama maalesef beklediğimiz ücretlilerdeki vergilendirme, vergi dilimlerinin düzeltilmesi yok. Vergi yükünü asıl sırtlanan ücretliler bu torba yasada ne yazık ki yok. Bu torba yasa sinekten yağ çıkarmaya yönelik bir torba yasadır. Bu 80 maddenin 9'uyla ilgili daha önce CHP olarak AYM'ye gitmiştik. Eğer bu 9'uyla ilgili muhalefeti dinlemiş olsalardı. Bugün Meclis'e ek mesai yaptırmayacaklardı.

"VERGİ YÜKÜ BİNDİRİLEN HALK ENFLASYONLA EZİLİRKEN, 5'Lİ ÇETEYE, YANDAŞLARA, İHALE ZENGİNLERİNE KDV KIYAĞI VAR"

Torba yasada; 34. madde her gün sırtına vergi yükü bindirilen halk enflasyonla ezilirken, 5'li çeteye, yandaşlara, ihale zenginlerine KDV kıyağı var. Onlara tamamen bir KDV kıyağı getiriliyor. Yap-işlet-devret modeliyle ihaleleri alan firmaların hizmet sürecindeki alımlarında KDV muhafiyeti uzatılıyor. Yani geçmediğimiz köprünün, binmediğimiz uçağın, tedavi olmadığımız hastanenin, açılacak denilerek yılan hikayesine dönen demir yollarının parası vatandaşın cebinden vergilerle alınırken; kamunun zararı hiç önemsenmeden birileri zengin olsun diye bu işler için diretilirken, bu işlerin ihalesini alıp yapımını üstlenen firmalar yatırım döneminde KDV vergisi ödememeye 2028 yılına kadar devam edecek.

Beceriksizliğin bedeli yine vatandaşın sırtına vergi olarak yüklenecek. Bu para vatandaşın cebinden çıkacak. Huzur hakkı adı altında AKP'li yöneticilerin kamu kurumlarından aldıkları 3'er 5'er maaşın alınmasını sağlayan huzur hakkı uygulamasına Cumhurbaşkanlığı tarafından el atılıyor. 70. madde de deniyor ki; 'Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamelerinde yer alan yönetim kurulu ile denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleriyle komisyon, heyet, komite ve benzer organlarda görev alanlara ayda 4'ü geçmemek üzere her bir toplantı için 9 bin gösterge rakama kadar Cumhurbaşkanınca belirlenecek gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucunda tespit edilecek tutarda damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın huzur hakkı ödenebilir' diyor.

"CUMHURİYET TARİHİNİN REKOR İŞSİZLİĞİYLE KARŞI KARŞIYA KALIRKEN AKP YANDAŞLARINA 3-5 YERDEN HUZUR HAKKI VERİYOR"

Bu ülkede bir milyonu aşkın öğretmen atama beklerken, gençlerimiz işsizlikle kıvranırken, artık iş aramaktan umudunu kesip başka ülkelere gidip orada ekmeğini aramaya çalışırken, Cumhuriyet tarihinin rekor işsizliğiyle karşı karşıya kalırken AKP yandaşlarına 3-5 yerden huzur hakkı veriyor ve bunu da damga vergisi veya herhangi bir vergi kesinti tutulmaksızın 'bu huzur hakkı Cumhurbaşkanı tarafından belirlenir' diyor. CHP olarak huzur hakkı ödemelerinin mülkiyet hakkı kapsamında olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyecek konulardan olduğu gerekçesiyle bu düzenlemeleri AYM'ye taşımıştık. Düzenleme AYM tarafından iptal edildi. AYM tarafından iptal edilen bu düzenlemeyi şimdi bu torba yasayla yeniden önümüze koyuyorlar. Yaptıkları tek değişiklik Cumhurbaşkanı tarafından gösterge rakamı belirlemesi yapılması.

Ülkemizde bu kadar işsizlik büyürken, gençlerimiz umutsuzluğa sürüklenirken, kamu kurumlarında istihdam edilen AKP'li yöneticiler, çocukları, eşleri, yakınları Cumhurbaşkanı kararıyla atandıkları yerlerden huzur hakkı adı altında ek ödeme almaya devam edecek. 3'er-5'er maaş vatandaşın vergileriyle ödenecek. Huzur hakkının vatandaşa külfeti nedir? Emekliye, öğretmene, öğrenciye, işçiye, memura bütçeden ballı maaşlar verilmezken, yandaşlara huzur hakkı adı altında ballı ödemeler yapılıyor. Emekli sefalet maaşıyla geçinmeye mahkum edilmiş, memur, asgari ücretli yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş, öğrenciler barınma sorunu yüzünden okullarını bırakma noktasına gelmiş ama AKP'nin yandaşları 3-5 yerden huzur hakkı almaya devam ediyor.

"YURT DIŞINDA KARA PARA AKLAMANIN ADETA ÖNÜ AÇILIYOR"

Bu torba yasada 52. maddeye bakalım; Bankalar Kanunu’na tabi, faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşların Sosyal Güvenlik Kurumu'na ait olan ve kurumuna bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı kanun kapsamında takip edilen prim ve prime ilişkin diğer borçlarıyla kira ve ecrimisil borçlarının karşılığında taşınmazların SGK tarafından satın alınabilmesi ilişkin 31.12.2023 tarihine kadar olan süre sınırı, bu maddeyle 2028 yılına kadar uzatılıyor. SGK'nın borçlarının son 10 yılda nasıl artığını AKP'li belediyelerin borçları tahsil edilirken kamuya zarara uğratan ballı uygulamaları, CHP'li belediyelere ise taşkın haciz uygulamalarının getirildiğini daha önce anlatmıştık. Bu uygulamalar bu maddeyle birlikte 2028 yılına kadar devam edebilecek.

Madde 56'da; Kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançlarına ilave olarak kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumlara yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az yüzde 50'sine sahip olunması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması şartıyla iştirak kazancının yüzde 50 oranında gelir vergisinden muaf ediliyor. Yurt dışında kara para aklamanın adeta önü açılıyor bu maddeyle. Benim ülkemdeki yatırımcı burada üretip kazandığını, ülkesine yatıran iş insanı vergilerle boğuşmaya, iflas etmeye devam etsin.

"DEVLET DEMİRYOLLARININ ÖZELLEŞTİRMENİN YOLU AÇILIYOR"

Madde 42; Devlet Demiryolları’nın Hazine garantili kredilerinden, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca yapılan üstlenimlerinden ve ikrazen kullandırılan kredilerinden doğan vadesi geçmiş ana para, faiz, masraf ve gecikme zammından oluşan Hazine alacaklarından kaynaklanan borçlarının Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün ödenmemiş sermayesine mahsup edilmesine olanak sağlanıyor. Yani Devlet Demiryolları’nın borçları siliniyor. Devlet Demiryolları’nın Hazine'ye olan borcu ödenmemiş sermayesine dönüştürülüyor. Devlet Demiryolları limanları, Devlet Demiryolları’nı finanse ediyordu. Limanlar satılınca demiyolları öksüz kaldı, parasız kaldı. Demiryolları bile bile zarar ettirildi. Sebebi Devlet Demiryolları’nı da özelleştirmek istiyorlar. Devlet Demiryolları’nın özelleştirmenin yolu açılıyor.

Madde 10; Mevcut düzenlemede yurt dışına verilen mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe, çağrı merkezi gibi bazı hizmetlerle yabancılara verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde edilen kazançların yüzde 50'si belirli koşullarda mükellefler tarafından beyanname üzerinden yapılan indirim kazancın tamamın elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi şartıyla yüzde 80'e çıkarılıyor. Yani vatandaşa, 'git yatırımını yurt dışında yap, gelir vergisinden de muaf olursun' diyor. Yerli ve milli hizmete vergi bindirme ama yurt dışı hizmete vergi indirme. Ayrıca Cumhurbaşkanına istisnadan faydalanabilmesi için Türkiye'ye transfer edilmesi gereken kazanç tutarını belirleme yetkisi veriyor.

"ÇALIŞAN EMEKLİNİN DAYANACAK GÜCÜ KALMADI"

Emeklilere bir ayrım yapılmıştı. 5 bin liralık ikramiye çalışan emeklilere verilmedi. O gün karşı çıktık. 'Hayır' dediler direttiler. Fakat gelen kamuoyu baskısıyla şimdi diyorlar ki, 'çalışan emeklilere de 5 bin lira verilecek.' Peki ne zaman? Çalışan emeklinin dayanacak gücü kalmadı. Bugün 7 bin 500 liralık sefalet maaşıyla yaşamaya mahkum edilmiş durumdalar. Emekli evinin yanında kurulan pazara gidemiyor. 5 bin liralık ikramiyeyi çok görüyorsunuz. Yılbaşından önce bu düzenlemenin yetişmeyeceği konuşuluyor. Çalışan emeklilerinde yüzünü güldürelim."

"SUÇ CEZASIZ KALMAMALI, SUÇLULAR ÖDÜLLENDİRİLMEMELİ, ADALETİN ÖNÜNDE HESAP VERMELİ VE EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI"

Köksal açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Fatih Terim fonunun sorulması üzerine Köksal, şu yanıtı verdi: "Ortada bir suç var. Ses kayıtlarından da her şey anlaşılıyor. Açılan bir iddianame var ama ismi geçen kişiler ortada yok. Bu konuyla ilgili kamuoyuna rutin paylaşımlar dışında yapılan bir açıklama yok. Konunun üstü mü örtülecek? Yoksa bir kişi günah keçisi ilan edilip diğerleri mağdur olarak mı gösterilecek? Bunu bekleyip göreceğiz. CHP olarak bu sürecin takipçisi olacağız. Özellikle son dönemlerde kara para aklamanın, kolay yoldan para kazanmanın adeta Türkiye'yi bir suç cenneti haline dönüştürdüğünü görüyoruz. Bütün bu fenomenlerle ilgili hukuki olarak bir soruşturmanın yapılmış olması ve bir suç işlenmişse yargının bu konuda tamamen bağımsız ve tarafsız olarak işlemesi ve karar vermesi en ağır şekilde bu kişilerin cezalandırılması gerekiyor. Suç cezasız kalmamalı, suçlular ödüllendirilmemeli, adaletin önünde hesap vermeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalı."