CHP'li Beko, Covid 19'u meslek hastalığı saymayan genelgeyi Meclis'e taşıdı

Sağlık çalışanlarının 'meslek hastalığı' tartışması Meclis'te

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, koronovirüs nedeniyle hastalanan ve hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının durumunun meslek hastalığı sayılmamasına yönelik SGK’nın yayınladığını  genelgenin ivedilikle geri çekilmesi gerektiğini ifade ederek konuyu Meclis gündemine taşıdı. Beko, “Çalışanlar virüsü sokakta veya deri koltuklarda oturup klavye başında kapmadılar. İş yerlerinde çalışırken kaptılar” diyerek tepki gösterdi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve mücadelesinde en büyük fedakarlığı yapan sağlık çalışanlarının Türkiye’de enfeksiyon geçirmesi ve hayatını kaybetmesi halinde meslek hastalığı sayılmaması tepkilere neden olurken Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 7 Mayıs 2020’de yayınladığı genelge ile Covid19’a maruz kalan sigortalılara iş kazası ve meslek hastalığı sayılmayan ve iş göremezliğe neden olan hastalık kapsamında provizyon alınması ve buna göre işlem yapılması gerekliği bildirilmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, bu genelgenin hem Anayasa’ya, hem iç hukuka hem de uluslararası antlaşmalara aykırı olduğu vurgusunu yaptı. CHP’li Beko, başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm emekçilerin ‘hak’ kaybına neden olacak, işçi ve emekçi düşmanı bir genelge yayınlandığını ve bunun büyük kayıplara neden olmadan bir an önce geri çekilmesi gerektiğini söyledi.

DSÖ, UÇÖ KABUL EDİYOR BİZDE İSE GENELGE İLE ENGELLENİYOR!

CHP’li Beko, “Dünya Sağlık Örgütü, ‘COVID-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının durumunun mesleki maruz kalma sayılacağını ve sonucundaki hastalığın da meslek hastalığı olarak değerlendirileceğini’ açıklamıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (UÇÖ) Meslek Hastalıkları Listesi'nde virüs enfeksiyonu olarak HIV,  Hepatit virüsleri kabul edilmiştir. Tüm bulaşıcı hastalıkların yanı sıra tüberküloz ve viral hepatit gibi hastalıkların da meslek hastalığı kapsamında değerlendirilmesi 5510 Sayılı Kanun’nun ilgili maddelerinde de yer almaktadır. Hal böyleyken kaynağını Anayasadan, usulüne uygun onaylanarak yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmelerden ve yasalardan almayan tanımlarla alanın yeniden tariflenmesi, varolan hukuka göre ‘İş kazası/meslek hastalığı’ kapsamında olan bir durumun böyle olmadığının genelgeyle düzenlenmesi her yönüyle sakattır ve kabul edilemez. Yayınlanan bu genelge ile büyük hak kayıplarının da önü açılmıştır” dedi.

SGK’NIN GENELGEYİ SİYASİ AMAÇLARLA ÇIKARMA YETKİSİ YOKTUR!

Her geçen gün emekçiler aleyhine ve yalnızca sermaye ve siyasal iktidarın çıkarlarına uygun geliştirilen politika ve uygulamaların derinleştiğini ifade eden CHP’li Beko, şunları dile getirdi: “Salgına rağmen hiçbir önlem almadan sermaye ve iktidarın ikbali için sürdürülen çalışma rejimi 10 binlerce emekçiyi hasta etmekte ve yüzlercesinin ölüme yürümesine neden olmaktadır. Bilinmelidir ki çalışanlar virüsü sokakta veya deri koltuklarda oturup klavye başında kapmadılar. İş yerlerinde çalışırken kaptılar! Genelge ile ayrıca hakkını aramak isteyenlerin hukuk yolları zorlaştırılarak, kayıt girilmediği için önce yıllarca süren tespit davaları açılması gereği yaratılmaktadır. Bu uzun hukuki süreçlerle de çalışanların hak aramaktan vazgeçirilmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır. Bu durum ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve Anayasa ve yasalarımızın oluşturduğu iç hukuk prensiplerine açıkça aykırıdır. Türlü yollarla hak kayıplarına ve idarenin kusuru nedeniyle tazminatlara yol açacağı mutlak bu durumun, ilgili kurumun içinde bulunduğu ekonomik açmaz ve siyasi amaçlarla ve genelge yoluyla değiştirebilmesi yetkisi yoktur. Dolayısıyla bağlayıcılığı da tartışmalıdır. Bir genelge ile kanunlarda tanımlanan yükümlülüklerin ortadan kaldırılması söz konusu olamaz. İvedilikle ve tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması gereği açıktır.”

HAK KAYBINA UĞRAMIŞ KAÇ EMEKÇİ VAR?

CHP’li Beko, kamuoyunun aydınlatılması için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı tarafından şu sorularının cevaplanmasını istedi:

Kaynağını Anayasadan, usulüne uygun onaylanarak yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmelerden ve yasalardan almayan tanımlarla alanın yeniden tariflenmesi, varolan hukuka göre ‘İş kazası/meslek hastalığı’ kapsamında olan bir durumun böyle olmadığının genelgeyle düzenlenmesi yine Anayasada yer alan hukuk devleti ilkesine ve idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka aykırı olamayacağı ilkesini çiğnemektedir. Hukuka aykırılığı açık bir düzenlemenin yapılmasından ötürü sorumluğu bulunanlar hakkında açılmış disiplin soruşturması var mıdır? Bu uygulamanın hayata geçirilmesinde rol alarak, idareyi tazminat ödemek zorunda bırakacak kişiler hakkında atılması planlanan adımlar nelerdir? Hukuka uyarlığı bulunmayan söz konusu Genelgenin ivedilikle geri çekilmesi yönünde Bakanlığınız tarafından bir çalışma başlatılmış mıdır? Salgın sürecinde sağlık çalışanları hiç durmaksızın görevinde başında olmuştur. Covid-19 nedeniyle vefat eden sağlık çalışanlarının yakınlarının zararının tazmini için bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Salgından etkilenen ve bu genelgeden ötürü hak kaybına uğramış ve uğraması muhtemel çalışan sayısı kaçtır? Kovid-19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olduğu, bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı olarak ele alınmayacağı yolunda değiştirilen tanım gereği, ilgili kurumların ve kuruluşların şikayet üzerine soruşturmayı yapmakla yükümlü Kurumun soruşturmaları objektif şekilde yürütmesi mümkün müdür?  Deontolojik yükümlükleri gereği ve vicdani ve mesleki kanaatleri ile mevzuat hükümleri doğrultusunda iş kazası/meslek hastalığı bildirimi yapmış olan işyeri hekimleri hakkında tesis edilmiş eylem ve işlem var mıdır? Varsa bu eylem ve işlemlerin ivedilikle ortadan kaldırılmasına dönük atılması planlanan adımlar hangileridir?”