CHP'nin Deprem Sonrası Hatay'da Meydana Gelen Yıkımlarla Birlikte Ortaya Çıkan Sorunların Araştırılmasına İlişkin Önergesi AKP Ve MHP'li Milletvekillerinin Oylarıyla Reddedildi

CHP'nin deprem sonrası Hatay'da meydana gelen yıkımlarla birlikte ortaya çıkan sorunların araştırılmasına ilişkin önergesi AKP VE MHP'Lİ milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

CHP'nin deprem sonrası Hatay'da meydana gelen yıkımlarla birlikte ortaya çıkan sorunların araştırılmasına ilişkin önergesi AKP VE MHP'Lİ milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, "Hatay'da 32 bin konutun sadece inşaatı devam ediyor. 5 bin konutun Ocak ayında teslim edileceği iddia ediliyor. Nerede 319 bin konut? Yollar delik deşik, okullar yıkık eğitim sıkıntılı, sağlık Allah'a emanet. Hastane yok, doktor yok, ekipman yok, personel yok. Vatandaşlar umutsuz, karamsarlık içinde, siyasi irade adeta Hatay'ı unutmuş durumda" dedi.

CHP'nin deprem sonrası Hatay'da meydana gelen yıkımlarla birlikte ortaya çıkan sorunlara ilişkin TBMM'ye verdiği araştırma önergesinin, diğer önergelerin önüne alınarak bugün Genel Kurul'da görüşülme önerisi AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, şunları söyledi:

"VATANDAŞLAR UMUTSUZ, KARAMSARLIK İÇİNDE, SİYASİ İRADE ADETA HATAY'I UNUTMUŞ DURUMDA"

"Hatay'ın 362 bin 597 yapıya ait 911 bin 603 bağımsız bölümde, 311 bin 785 yıkık, acil yıkılacak, ağır veya orta hasarlı yapı bulunuyor. 110 bin ticarethanenin 44 bini yıkık veya acil yıkılacak durumda. Vatandaşlarımız büyük zorluklarla karşı karşıya. 9 ayda çözülmesi gereken sorunların çözülmemesi iktidarınızın iş bilmezliği ve beceriksizliğinin sonucudur. Deprem bir doğal afettir önüne geçilemez ancak yapılması gerekenlerin mutlaka konuşulması gerekiyor. Deprem siyaset üstü bir konudur ama deprem olmadan tedbirleri almayan sonrasında eksikliklerden ders çıkarmayan, vatandaşına el uzatmayan iktidarı ne yapacağız? 'Kader diyerek hiç kimse bu sorumluluktan kaçamaz.

Kış geliyor; barınma, WC, banyo sorunu hala devam ediyor. Kalıcı konutlar tamamlanmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Mayıs'ta Hatay'da söz verdi; 'Amacımız bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini tamamlayıp sahiplerine teslim edeceğiz' dedi. Hatay'da 32 bin konutu sadece inşaatı devam ediyor. 5 bin konutun Ocak ayında teslim edileceği iddia ediliyor. Nerede 319 bin konut? Yollar delik deşik, okullar yıkık eğitim sıkıntılı, sağlık Allah'a emanet. Hastane yok, doktor yok, ekipman yok, personel yok. Vatandaşlar umutsuz, karamsarlık içinde, siyasi irade adeta Hatay'ı unutmuş durumda.

"HATAY ARTIK SÖZ DEĞİL, İŞ İSTİYOR"

Hatay'ı Anadolu'ya bağlayan tek karayolu Belen Antakya yolu. Bu yol tam bir çile yoluna dönüşmüş durumda. 9 ilçeyi Anadolu'ya bağlayan bu yol 5 dakika da geçilebilecekken tam 1 buçuk saatte geçilebiliyor. Hatırlayın depremde yardım tırları, ambulanslar Hatay'a 8 saat gidememişti. Depremden hemen sonra altın saat olarak adlandırılan zaman diliminde dahi enkaz altındaki vatandaşlara bu yol tıkanıklığı nedeniyle ulaşılamadı. Binlerce vatandaşımız göz göre göre öldü. Çünkü devlet Edirne'den başlayan, Belen'de biten bin 200 kilometrelik yolu yaptı ama Belen'den Antakya'ya kadar 38 kilometre yolu yapmadı. Yola 2014 yılında 'Antakya'nın çılgın projesi' dediniz. Şimdi diyorsunuz ki 2023 yılı sonunda ihale süreci tamamlanacak. Hatay artık söz değil, iş istiyor.

Dikkate almadığınız tüm riskler depremde gerçekleşti. Kör inadınız yüzünden arama kurtarma ekipleri Hatay'a gidemedi. Su, gıda yardımları şehire ulaşamadı. Depremden 6 gün sonra 'onarımı tamamladık' dediniz. 9 aydır havaalanına bir yolcu uçağı inmedi. Şimdi kapalı kapılar ardında yenileme ihalesi yaptınız. Havaalanını güvenli bir yere taşıyor diye düşünmeyin. Aynı yerde kotunu yükseltip pistini onaracaksınız. Hırsınız yine aklınızın önüne geçti. Depremden ders çıkartmadınız.

Hatay'da 210 okul binası yıkılmış, 160 okul hala hasarlı. Çocuklara kitap, kırtasiye desteği yok. Beslenme çantaları bomboş. Devlet çocuklara bir öğün sıcak yemeği dahi veremiyor. İlkokul ve ortaokul çocuklarına servis desteği sağlanmıyor. 57 aile sağlık merkezi ve 4 anjiyo merkezi yıkılmış. Merkezde anjiyo yapılamıyor. Gebe kadınlar uzmanlara ulaşamıyor. Hekim eksikliği nedeniyle ameliyatlar erteleniyor. Dalında limonun kilosu 1 TL, mandilana 2,5 TL'ye alıcı bulamıyor. Çiftçi perişan, esnaf perişan siz anayasa değişikliğinden bahsediyorsunuz. Hatay artık tüm CHP'lilerin şahsi meselesidir. Gözümüz kulağımız Hatay'da."

"SİZ, '82 AFRİN, 83 KERKÜK' DERKEN 31 PLAKA HATAY ELDEN GİDİYOR, HATAY BOŞALIYOR"

Depremin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen sorunların hala çığ gibi olduğunu söyleyen Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, "6 Şubat depreminden cenazelerin yarıdan fazlası Hatay'dan çıktı. Depremin üzerinden 8 ay geçmiş olmasına rağmen geçtiğimiz hafta enkaz altından 3 tane cenaze çıktı. Acaba hala enkaz altında ceset var mı? Elbette bu sorumsuzluğun, vicdansızlığın, ihmalkarlığın, Hatay'a üvey evlat muamelesi yapmanın en bariz göstergesi. Bugün Hatay'ın bir milli güvenlik olduğu düşünülmeli. Hatay boşalıyor. Siz, '82 Afrin, 83 Kerkük' derken 31 plaka Hatay elden gidiyor, Hatay boşalıyor" dedi.

"DEPREMZEDELERİMİZİN BİR KIŞI DAHA KONUT DIŞINDAKİ YERLEŞİM YERLERİNDE GEÇİRMEYE TAHAMMÜLÜ KALMAMIŞTIR"

Deprem bölgesinde yaraların sarılamadığını belirten İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz ise, "Eğitim de sorunlu bir şekilde devam etmektedir. Sağlık konusunda da sorunlar devam etmektedir. Sağlık personeli ve sağlık tesisine olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Deprem bölgesinde hala içme suyu ve bulaşıcı hastalık konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Depremden kurtulan vatandaşlarımız çok zor şartlarda yaşam mücadelesi vermektedir. Depremzedelerimizin bir kışı daha konut dışındaki yerleşim yerlerinde geçirmeye tahammülü kalmamıştır' diye konuştu.

"GÜNLÜK HAYATIN AKIŞINI SAĞLAMAKLA MÜKELLEFSİNİZ ANCAK BUNU YAPMIYORSUNUZ"

HEDEP Milletvekili Perihan Koca Doğan ise şunları kaydetti:

"Deprem bölgelerinde ne yazık ki işlemiyor. Barınma, ulaşım, sağlık, eğitim, geçim gibi ihtiyaçları karşılayarak günlük hayatın akışını sağlamakla mükellefsiniz ancak bunu yapmıyorsunuz. Çünkü ne yazık ki yıkımı, talanı ve rantı tercih ediyorsunuz. Hatay Dikmece talanı, Dikmece halkının topraklarından sürülmesi, iki mahkemeden çıkan yürütme kararına rağmen ne yazık ki devam ettiriliyor. Yıkım şirketleri mahkeme kararına rağmen tam gaz yıkıma devam ediyorlar."