Erdoğan: Putin ile Esed'e bir davetimiz olabilir
Suriye Milli Ordusu'nun TSK mevzilerine saldırılarının ardından konuşan Erdoğan, Şam'la "normalleşme"de kararlı olduğunu vurguladı, Esad ve Putin'le üçlü zirve sinyali verdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Esad'la görüşebilirim" demiş, bunu yurtiçi ve yurtdışındaki saldırılar izlemişti. Kayseri'den Afrin'e uzanan olaylar sonrasında Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün Kazakistan'daki Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldı. Burada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşen Erdoğan, Türkiye dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamada bulundu.
"Beşşar Esed ile bir araya gelmeniz için hangi şartların yerine getirilmesi ya da ne tür gelişmelerin yaşanması gerekiyor" sorusu üzerine Erdoğan, "Bizim Sayın Putin ile Beşşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir" diye konuştu.
Suriye sahasında aradan geçen onca yılın herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Suriye’nin demokratik altyapısının inşası, kapsayıcı ve onurlu bir barışın sağlanması ve tüm bunlara Suriye’nin toprak bütünlüğü temelinde yaklaşılması önemlidir. Suriye’de esecek barış rüzgarları ve bütün Suriye’de hayat bulacak barış iklimi, çeşitli ülkelere dağılmış milyonlarca insanın ülkelerine geri dönmeleri açısından da gereklidir. Biz komşumuz Suriye’ye dostluk elimizi daima uzattık ve uzatırız. Adil, onurlu ve kapsayıcı yeni bir toplum sözleşmesi temelinde kucaklaşan, müreffeh, bir ve bütün Suriye’nin her zaman yanında oluruz. Yeter ki Suriye, bu büyük kucaklaşmayı başlatsın ve her alanda toparlansın.”
Şam'la 'normalleşme' mümkün mü?Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da, geçtiğimiz hafta Şam’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiyev ile görüşmesinde, ülkesinin Türkiye ile normalleşmeye açık olduğu mesajını vermişti.
Şam ve Ankara, 2022'nin sonunda savunma bakanları düzeyinde bir toplantı yapmıştı. 2023'te de Rusya ve İran'ın da katılımıyla dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının ardından iki ülke ilişkilerini resmen normalleştirme sürecini başlatmıştı.
Savunma Bakanı Yaşar Güler, 1 Haziran'da ülkesinin, "güvenli bir ortam" sağlanması ve Türk sınırının güvenli olması şartıyla, güçlerini Suriye'den çekme olasılığını değerlendirdiğini doğrulamıştı.
Suriye Dışişleri Bakanı Faisal Mekdad da, Suriye-Türkiye diyaloğunun temel koşulunun Ankara'nın Suriye'den çekilmeye hazır olduğunu beyan etmesi olduğunu söylemişti.
Normalleşmenin gündeme gelmesinden bu yana, Türkiye'yle Rusya'nın gerilimi azaltma bölgesi ilan ettiği noktalarda halihazırda gerilimler yaşanıyordu.
Erdoğan'ın geçtiğimiz haftaki "Esed'le görüşebiliriz" çıkışını ise peş peşe saldırılar izledi. Önce Kayseri'de bir Suriyelinin yine Suriyeli bir çocuğu taciz ettiği iddiası üzerine kentte göçmenlerin işyerleri yağmalandı, arabaları yakıldı. Saldırılar birçok kente yayıldı, Antalya Serik'te 17 yaşında Suriyeli bir çocuk öldürüldü. Türkiye'deki saldırıların ardından Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) bünyesindeki bazı gruplar bölgedeki Türk askeri mevzilerine ve kurumlarına saldırılarda bulundu.
'Abdurrahman Mustafa devreye girdi'Erdoğan’a Kayseri’de ve Suriye’nin kuzeyindeki saldırılar hatırlatılarak “Şu an Suriye’nin kuzeyinde durum tamamen kontrol altında mı? Ankara ve Şam arasında görüşme olabilir mi? Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme bazı ülkeleri rahatsız mı ediyor? Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve istekli geri dönüşü konusunda nasıl bir mesafe alınabilir? Bunu da mı istemeyen ülkeler var?” soruları yöneltildi.
Erdoğan verdiği yanıtta “Ülkelerin değil, PKK/PYD/YPG, DEAŞ gibi örgütlerin rahatsızlığı söz konusu. Onların böyle bir buluşmayı, Suriye’nin yeniden ayağa kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor” ifadesini kullandı.
Suriye’nin kuzeyinde birçok yapılanma bulunduğunu, bunların içerisinde Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmek isteyenler de olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nitekim bu Suriye’nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri hemen olumluya çevirdiler. Türkiye içinde de Kayseri’deki hadisede güvenlik güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz.”
'Karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler'Önceki açıklamalarında saldırıların provokatörler tarafından kışkırtıldığını kaydeden Erdoğan, bu defa talimatın "karanlık odaklar"dan geldiğini söyledi.
“Türkiye’de de ırkçı akımlar oluşturup kardeşlik iklimini bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da nasıl bozacağımızı çok iyi biliriz. Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da istismarlara da müsaade etmeyiz. Kayseri’deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır. Bu ülkede kimsenin kendini devletin kolluk kuvvetlerinin, yargısının, hükümetinin yerine koymasına izin vermeyiz. Onlar kendi sinsi planlarının güçlü olduğunu zannedebilir ancak bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz tüm oyunları bozmaya muktedirdir.”
Anadolu Ajansı saldırıların yaşandığı 1 Temmuz'dan bir gün sonra, "güvenlik kaynakları"na dayandırdığı haberinde gelişmeleri MİT'in de takip ettiğini vurgulamıştı. Kaynaklar, yurtiçinde ve yurtdışında yaşanan olayların "eşgüdümlü" yaşanmasına dikkat çekmiş, "gerekli müdahale yapıldı" demişti.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Kayseri'de yaşananların "dünyayla ilgili" olduğunu söylemişti.