İTB'den Türk pamuğunun geleceği için öneriler
21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı, 23-24 Mart tarihlerinde Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Üretici birlikleri, ticaret borsaları, tekstil sektörü temsilcileri ve akademisyenlerin katıldığı çalıştayda, İzmir Ticaret Borsası'nı (İTB) Meclis Başkanı Şükrü Barış Kocagöz, Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Uçak ve Şeref İyiuyarlar temsil ederek pamuk sektörü hakkındaki görüş ve önerilerini aktardılar.
İTB teknik ekibi tarafından da ülkemizin ilk ve tek pamuk lisanslı depoculuk entegre sistemi olan ELİDAŞ-İZLADAŞ-İZBEP hakkında katılımcıların bilgilendirildiği çalıştayda konuşan İTB Meclis Başkanı Şükrü Barış Kocagöz, pamuğun pazarlanması ve çırçırlanarak farklı sanayi dalları için hammadde oluşturulmasında nicelik ve nitelik açıdan oldukça iyi bir alt yapıya sahip olduğumuzun altını çizdi. Kocagöz, “Buna karşılık, pamuk üretimimizin yurt içi talep ölçüsünde gelişememesi ve bu nedenle yılda iki milyar dolar dolayında bir ithalat yapmak zorunda kalmamız, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Ne yazık ki, yerli pamuk üretimimiz bu sanayilerimizin ihtiyacını karşılayacak ölçüde geliştirilememiş ve bu sanayilerimiz giderek artan oranlarda dışa bağımlı hale gelmiştir” dedi. Kocagöz, çiftçilerimizin küresel rekabet güçlerini geliştirmek suretiyle pamuk üretimimizin nicelik ve nitelik açısından artırılması ve böylece tekstil ve konfeksiyon başta olmak üzere pamuğa dayalı sanayilerimizin (bitkisel yağ, yem, savunma, vd.) bir zamanlar sahip olduğu mukayeseli üstünlüğe tekrar kavuşturulması gerektiğini söyledi.
İzmir Ticaret Borsası pamuk salonunda gerçekleşen işlem ve oluşan fiyatların ülkemiz için referans olarak kabul edildiğini, kütlü ve lif pamuk ticaretine yön verdiğini belirten İTB Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Uçak ise, pamuk ticaretindeki en önemli konunun standardizasyon olduğunu vurguladı. Pamuk standardizasyonu konusunun ülkemizde sektörün en sorunlu alanlarından birisi olduğunun altını çizen Uçak, şunları söyledi:
“Ülkemizde ulusal ve uluslararası düzeyde akredite bir standart kurumu oluşturulmalı ve HVI analiz laboratuvarlarının kurumsal ve yasal altyapısı geliştirilmelidir. Ülkemiz pamukçuluğunun dünya piyasalarına entegrasyonu, pamuğun gerçek kalite niteliklerinin ortaya konularak pazarlama değerinin artırılabilmesi, tekstil sektörüne istenilen nitelikte ve kalitede pamuk sunulabilmesi için bir yılan hikayesine dönüşen tek balya sistemine geçilmelidir. Yerli pamuğun pazarlanmasında yaşanan sorunların belki de en önemlisi kaliteden kaynaklanan sorunlardır. Kalite kaynaklı bu sorunları çözemediğimiz sürece yerli pamuğun talebini yükseltmemiz de mümkün olamayacaktır. Değinmek istediğim bir diğer konu ise 2008 yılı başından itibaren pamuk toptan tesliminde uygulanmaya başlayan yüzde 8 oranındaki katma değer vergisidir. Üstelik bu verginin yüzde 90’ı peşin tevkifata konu olmaktadır. Önemli bir finans maliyeti ortaya çıkaran bu uygulama piyasada pamuğun yatırım amaçlı olarak yapılan ticaretinin neredeyse bitmesine neden olmuş, piyasa derinliğine zarar vermiştir.”
Türkiye coğrafyasının kaliteli pamuk üretimine çok uygun olduğunu hatırlatan İTB Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar da, “Türkiye dünyanın en verimli pamuğunu üreten ülkelerden birisi, ortalama verimde ikinci sıradayız. Tekstil ve konfeksiyon sanayimizin bu denli gelişmesinin nedenlerinden birisi de kaliteli pamuk üretebiliyor olmamızdır. Ancak, gelin görün ki doğal şartlarda üstün kaliteli üretebileceğimiz pamuğumuza eksik ya da yanlış kültürel işlemler, yanlış hasat ve ardından çırçır işleme hataları nedeniyle yazık ediyoruz “ diye konuştu.
Sektörde kontaminasyon sorununun neden olduğu ekonomik zararın tam olarak ne kadar olduğunun bilinmediğini vurgulayan İyiuyarlar, şunları söyledi:
“Ege bölgesi olarak kontaminasyonun önlenmesi konusunda önemli bir yol aldığımızı söylemek mümkün. Ülkemizde kütlü pamuk üretimi denetlenmediği gibi çırçır fabrikaları da denetlenmiyor. Çırçır fabrikalarının çalışma sistemlerini düzenleyen uygulanabilir bir yasal mevzuat acil olarak hazırlanmalıdır. Çırçırların çalışma standartları net olarak belirlenmeli ve hepsinin bu standartlara uymaları sağlanmalıdır. Kaliteyi ödüllendiren bir piyasa yapısına sahip olmadığımız için de üretici ve çırçırcı için kaliteli üretim maalesef birinci öncelik olamıyor. Tüm bu sorunların çözülebilmesi için ülkemizde pamuğun bir sahibinin olması gerektiğine inanıyorum. Pamukla ilgili yetki ve sorumluluklar birçok bakanlık arasında paylaşılmış durumda. Öncelikli olarak bu sorunun ortadan kaldırılarak entegre bir çalışma sisteminin oluşturulması gerekmektedir.
Çalıştayda ayrıca, ELİDAŞ Genel Müdürü Ahmet Özlü ülkemizin tek pamuk lisanslı deposu olan ELİDAŞ’ın çalışması sistemi; İTB Laboratuvar, Ar-Ge ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. (İZLADAŞ) yetkilisi Müge Ekizoğlu pamukta lisanslı depo için gerçekleştirilen analizler ve yetkili sınıflandırıcı hizmeti; İTB Ar-Ge Müdürü Mustafa Yağcıoğlu ise ELİDAŞ tarafından oluşturulan elektronik ürün senetlerinin işlem gördüğü İzmir Ticaret Borsası Elektronik Platformu’nun (İZBEP) çalışma sistemi hakkında sunum yaptılar