İzmir'de Trajikomik Hukuk Skandalı
İzmir'de dün gerçekleşen operasyonlarda gözaltına alınan 20'ye yakın kişi arasında yer alan İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın'ın başına gelen trajikomik durum, Türkiye'de hukukun durumunu da gözler önüne serdi.
(EGE POLİTİK HABER MERKEZİ) İzmir’de dün gerçekleşen operasyonlarda gözaltına alınan 20’ye yakın kişi arasında yer alan İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın’ın başına gelen trajikomik durum, Türkiye’de hukukun durumunu da gözler önüne serdi.
İzmir'de 2014 yılında yapılan ‘demokratik özerklik’ eylemlerini gerekçe gösteren emniyet, aralarında İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın’ın da bulunduğu 20’ye yakın kişiyi gözaltına almıştı. Dün sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında siyasetçi, Barış Anneleri ve ekolojistlerin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınırken İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın’ın gözaltına alınma gerekçesi sonucunda ortaya çıkan trajikomik tablo ‘pes’ dedirtti.
Kent konseyi ‘KCK örgütü’ sayıldı
Aydın’ın savcılık tarafından yapılan telefon dinlemelerine takıldığı belirtilirken telefon kayıtlarında kent konseyinden bahsettiği ve bu ifadesinin ‘KCK yapılanması altında bir örgüt’ olarak tanımlanması sonucu gözaltına alındığı anlaşıldı. Konuşma kayıtlarında kent konseyinin ‘KCK konseyi’ olarak tanımlanmasının ardından gözaltına alınan Aydın’ın durumu emniyete anlatması sonucu savcılık, yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi için İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı sıfatının resmi bir sıfat olduğunun kanıtlanmasını istedi.
Konsey başkanı devreye girdi
Avukatı aracılığıyla durumu öğrenen İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu, devreye girerek savcılığa ulaştırılmak üzere Aydın’ın meclis başkanı olduğuna ve seçilerek 2012 yılından bu yana görevini sürdürdüğüne ilişkin resmi bir belge tebliğ etti. Gruşçu tarafından tebliğ edilen belgede kent konseylerinin İçişleri Bakanlığının yönetmeliği gereğince kurulan resmi ve demokratik kuruluşlar olduğu da ifade edildi.
İzmir Kent Konseyi’ni telefon kayıtlarında KCK suç örgütü olarak sayan savcılık ise tebliğ edilen belgede kent konseylerinin bakanlıkça kurulan resmi kuruluşlar olduğunu öğrendiğinde ise Aydın’ın serbest kalmasına karar verdi. Savcılığın, kent konseylerinin İçişleri Bakanlığı yönetmeliği ile kurulan demokratik resmi kuruluşlar olduğunu bilmemesi ise tartışmalara neden olurken yaşanan olay Türkiye’de hukukun geldiği noktayı da gözler önüne serdi.