'İZMİR'İN SUYU TEHLİKEDE'

Her ay başka bir ilçede aylık olağan toplantısını yapan İzmir Kent Konseyleri Birliği'nin Kasım ayı toplantısına bu kez Konak evsahipliği yaptı. Toplantıya Efemçukuru'nda 3 yıl önce açılan altın madeninin çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar damgasını vurdu.

İzmir Kent Konseyleri Birliği Kasım ayı toplantısı Konak Kent Konseyi’nin ev sahipliğinde düzenlendi. Birlik üyeleri toplantı öncesi Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ı  damakamında ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdi. İzmir' deki 22 kent konseyinin üye olduğu, İzmir Kent Konseyleri Birliği toplantısına 15 ilçenin Kent Konseyi Başkanı ve Genel Sekreteri katıldı. Susuzlu Otel’de yapılan toplantıya Dönem Sözcüsü Buca Kent Konseyi Başkanı Mürüvet Suatoğlu Balcılar başkanlık yaptı. Toplantıya, Konak Kent Konseyi Onursal Başkanı Adnan Akyarlı da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu üstlendi. Mumcu, konuşmasına başlamadan önce konukları, 10 Eylül’de Ankara’da katledilen barış elçileri ile Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anmak için saygı duruşuna davet etti. Kent Konseylerinin siyasetin aktif aktörleri olması gerektiğini dile getiren Mumcu, siyasetteki boşlukların bu sayede dolacağını savundu. Hamit Mumcu, “Katledilen Tarih Elçi’nin anısına karşı biz orada olan Kent konseyi temsilcileri olarak başımız dik. Bizi desteklemeyenlerinin ise şapkalarını önlerine koymaları gerekiyor. Haber alma hakkımız da savunma hakkımız gibi baskı altında. Cezaevinde olan gazetecilerimizi maalesef şanslı sayabiliriz. Çünkü dışarıda olup katledilme riskleri daha fazla” diyerek ülkemiz gündeminde yaşananları eleştirdi. Mumcunun konuşmasının ardında Konak Kent Konseyi’nin çalışmalarını Genel Sekreter Mehmet Kuzu kısa film eşliğinde tanıttı.

YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR

Halkın kent yönetimine aktif biçimde katılması için atılması gereken adımların konuşulduğu toplantıda 3 yıl önce faaliyete geçen Efemçukuru’ndaki altın madeninin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlar gündeme geldi. EGEÇEP Temsilcisi Avukat Arif Ali Çangı Tahtalı Barajı’nın altın madeni tehdidi altında olduğunu belirterek, “Kentin yöneticilerinin kentin suyunu denetleyememesi gibi bir durum söz konusu. Altın madeni Tahtalı Barajı sınırında. 300 bin kişiye su sağlamak için yapılması planlanan su havzasının kirleneceği yönünde raporlar var. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentin suyunu denetleme yetkisi yok. Hükümet buna izin vermiyor. Bölgeden alınan sularda mangan, arsenik gibi ağır metaller görüldü. Su havzası yapması için büyükşehire yetki verilmeli. El ele vermemiz lazım. Yarın çok geç olabilir” diyerek Büyükşehir Belediyesi’nin konu hakkında vatandaşı bilgilendirmek, halkı uyarmak ve dikkatini çekmek için broşürler bastırması, haberler yaptırması gerektiğinin altını çizdi.

KANSER NEDENİYLE ÖLÜMLER ARTABİLİR

Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da yaptığı konuşmada Efemçukuru’nda çalışmalar yapan altın madeninin sağlığı tehdit eden tarafına vurgu yaptı. Karababa, “Hükümet bir an önce projeden vazgeçmeli” diyerek ilerleyen tarihlerde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya geleceğimize dikkat çekti. Karababa, “Suya arsenik karışması sonucu toplumda kanser nedeniyle ölümler artabilir. Cilt, prostat, solunum, karaciğer mesane kanserlerinde artış olabilir. Arsenik kılcal damarları etkiliyor, dolaşım bozukluğu sonucu ciltte lezyonlara neden olabilir. Hamileliklerde düşüğe de yol açabilir. İzmir bu tür sağlık sorunlarına mahkum kalmamalı” dedi.