'Karadeniz de tehdit altında, üç tarafı faylarla çevrili'

Karadeniz Bölgesi'nin depremlerden etkilenmediği algısının yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bektaş, 'Bölgenin 3 tarafı faylarla çevrili. Kıyı kesimi dolgu olduğu için depreme dayanıksız' dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz'in deprem için güvenli bir bölge olmadığını söyledi. Bölgenin etrafının 3 fay hattıyla çevrili olduğunu dile getiren Bektaş, dolgu alanı olan kıyı kesiminin risk altında olduğunu belirtti.

Gazete Duvar'dan Fatih Saygın'ın haberine göre, 20 yıl boyunca yaptığı çalışmalarda Karadeniz'deki deprem tehlikesine dikkat çektiğini kaydeden Bektaş, AFAD'ın 2018 yılında yaptığı haritalarla bu riskleri resmileştirdiğini ifade etti. Doğu Karadeniz için "Bu bölgede deprem olmaz" diye bir algı oluştuğunu ve bunun yanlış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bektaş, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) Karadeniz üzerinde Trabzon, Rize ve Ordu faylarını tespit ettiğini belirtti.

'Trabzon'un deprem tehlikesini 2 kat, Rize'nin ise 3 kat artırdı'

Doğu Karadeniz'in Güneybatısında Kuzey Anadolu Fayı, güneydoğusunda Kuzeydoğu Anadolu Fayı ve kuzeyinde denizden 10 kilometre açıktan geçen Karadeniz fayı olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Bektaş, "Bu 3 fay bölge için tehdit oluşturuyor. Bu tehdidin büyüklüğü önümüzdeki 50 yıl içerisinde Karadeniz Bölgesi'nde olabilecek en büyük depremin yüzde 90 olasılıkla 6,6 büyüklükte, ivmesinin 0,2 ile 0,3 arasında olacağını gösteriyor. Bu sonuç Trabzon'un deprem tehlikesini 2 kat, Rize'nin ise 3 kat artırdı. Bu 100 tonluk bir eve eskiden 10 tonluk yatay yük geleceği düşünülürken şimdi 20 ton, 30 ton yatay yük gelebileceği düşünülüyor demek" ifadelerini kullandı.

'Karayolu, statlar, hastaneler hep dolgu alanlarında'

Karadeniz sahilinde kıyı dolgularının deprem için en tehlikeli alanlar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş bu alanların depremden daha fazla etkilenebileceğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Bektaş, "Karayolu, statlar, hastaneler hep dolgu alanlarında. Buralarda deprem büyütmesi olur. Ayrıca Karadeniz'in kuzeye bakan yamaçları hep heyelan sahalarıdır. Bu sahalar deprem titreşimi ile tetiklenebilir. Bu da ayrı bir tehlikedir. Bunlar ortadayken Trabzon'un ve Rize'nin depreme karşı dayanıklı olduğunu söylemek çok yanlış bir bilgidir" değerlendirmesinde bulundu.

"İstanbul'da deprem beklenirken Trabzon'da deprem olmamasının garantisi yok" diyen Prof. Dr. Bektaş, depremin nerede ne zaman olacağının bilinemeyeceğini ifade etti. Karadeniz fayının 1968'de gerçekleşen depremle Bartın'ı yıktığını hatırlatan Bektaş, "O fay doğuya doğru uzanıyor ve Batum açıklarında da 2012'de 5,6'lık deprem üretti. Bunun artçıları Trabzon'a kadar gelmişti" sözlerine yer verdi.

'Yapı stokunun kontrol edilmesi gerekli'

Prof. Dr. Bektaş, AFAD'ın, risklere karşı, tehlike haritasını halka olduğu gibi anlatması gerektiğini kaydetti. 3 tarafı aktif faylarla çevrili bölgede önlem alınmamasının doğru olmadığını belirten Prof. Dr. Bektaş, şu sözleri kullandı:

"Dolgu alanlarında, zayıf zeminlerde yeniden mikrobölgelendirme yapılıp ivme değerinin ona göre alınması gerektiği ortaya konulmaktadır. Yapı stokunun kontrol edilmesi gereklidir. Yönetmelik yapıyoruz, yasa yapıyoruz fakat uygulamıyoruz. İstediğin kadar yasa çıkar, bakanlık kur, bunların gerekliliğini uygulamıyorsan bir anlamı yok. En son AFAD İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) hazırladı. Ama hiçbir uygulama yapılmadı. Bunu sadece formalite yaptılar. Ne zaman deprem oluyor bir şeyler yapıyoruz, sonra unutulup gidiyor."