Kılıç: Onur Şener Davasında Verilen Karar Olası Faillerin Sırtını Sıvazlıyor
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, istek şarkı yüzünden öldürülen sanatçı Onur Şener davasında çıkan karara tepki gösterdi, 'Cezasızlık failleri cesaretlendiriyor' dedi.
Sanatçı Onur Şener’in, istek şarkıyı çalmadığı için 2 Ekim 2022’de Ankara’da sahne aldığı mekanda hunharca öldürülmesine ilişkin açılan davada, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi kararını verdi. Mahkeme’nin, 5 sanıktan 2’sine “adam öldürme” suçundan 25’er yıl ceza verirken, 3 sanık hakkında beraate hükmetmesine CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, tepki gösterdi.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasını izledi. Sevda Erdan Kılıç, Onur Şener’in ailesi ve avukatlarıyla da görüştükten sonra, Mahkeme’nin verdiği kararı değerlendirdi. Onur Şener’in ablası Pınar Şener Harput ile bir araya gelen Sevda Erdan Kılıç, “Geride acılı bir aile ile babasız bırakılmış 7 yaşında bir kız çocuğu var. Mahkeme’nin verdiği karar ailenin yüreğindeki acıyı hafifletmeye yetmiyor, beklentilerini karşılamıyor” dedi.
“SANATÇI CİNAYETİ” DİYE BİR TANIM OLUR MU?
Sevda Erdan Kılıç, Onur Şener’den önce ve sonra Türkiye’de çeşitli gerekçelerle sanatçıların öldürüldüğüne dikkat çekerek, “Artık sanatçı cinayeti diye bir tanımımız var, böyle bir tanım mı olur” dedi, şunları söyledi:
“Gencecik bir sanatçının hayattan koparılması hepimiz için acı verici ancak bunu münferit bir olay olarak ele almamamız gerekiyor. Onur Şener’den önce Türkiye’de başka sanatçılarımız da öldürüldü. O cinayetlerle beraber, Onur Şener cinayeti toplumsal vicdanı yaraladı. Günlerce konuşuldu, gündem oldu. Peki sonra ne oldu? Onur Şener, cinayetinden sonra bu ülkede iki sanatçı daha öldürüldü. Daha Mayıs ayında Kadıköy’de Cihan Aymaz, öldürüldü. Türkiye’de bu haberler ‘sanatçı cinayeti’ adıyla yazılıyor, böyle bir tanım olur mu?
CEZASIZLIK FAİLLERİ CESARETLENDİRİYOR
Seri cinayetlerle karşı karşıya olmamızın en büyük nedeni cezasızlık. Cezasızlık, failleri cesaretlendiriyor, ‘cezalandırılırım’ korkusu kalmayan fail adayları da aydınlık yüzlü gençlerimizi öldürüyor. Onur Şener cinayeti de maalesef aynı cezasızlık sisteminden payını aldı, Mahkeme’nin verdiği kararın olası failler üzerinde caydırıcı bir etkisinin olacağını düşünmüyorum. Bu karar ne ailenin ne de toplumun yaralarını hafifletmeye değer. Bir sanatçının bu şekilde öldürülmüş olmasına ilişkin olarak ağır cezalar hükmedilmeliydi. Ama beklentiler karşılanmadı. Bu cezasızlık sistemi ile başka cinayetlerin önüne geçemezsiniz. Ceza adalet sisteminin caydırıcılık faktörü neredeyse ortadan kalkmış durumda.
AYDINLIK YÜZLERİMİZ MEZARDA, AİLELER MAHKEMELERDE
Dün Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunda müzisyen Onur Şener’in ailesi oturuyordu. Yanlarında çalıştığı Çankaya Üniversitesi’nde öldürülen Akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar vardı. Düşünün ki; bu ülkenin apaydınlık yüzleri, akademisyenleri, müzisyenleri mezarda; onları bin bir türlü emekle büyüten aileleri ise duruşma salonlarında. Bir milletvekili olarak o duruşma salonunda gördüğüm manzara yüreğime işledi. Bu ülkenin aydınlık yüzleri neden mezarda, bu ülkenin vicdanı neden hep yaralı?
SANATÇI HEDEF GÖSTERİLİYOR
Onur Şener cinayeti maalesef ilk değildi, bugün yaşananlar da son olmayacağını gösteriyor. Şimdiye kadar bu işin hep adli tarafını konuştuk ama yaşadığımız bu karanlığın politik bir tarafı da var. Bu ülkede sanatçılar iktidar tarafından eleştiri adı altında hedef gösteriliyor, konserleri iptal ediliyor, sosyal medyada linç ediliyorlar. İktidar politikaları sokakta da şiddet ve cinayet olarak vücut buluyor.
Bu şiddetin önüne geçmenin yolu önce politik olarak yeni ve özenli bir söylem başlatmaktan geçer. Elinizi sanatın, sanatçıların üzerinden çekin. Sanatçıları hedef göstermekten, trol ordularını peşlerine sürmekten, belediyeler ve diğer organizatörler ile konserlerini iptal etmek başta olmak üzere diğer mekanizmalarla sistem dışına itmekten vazgeçin.
Bu cinayetlerin önüne geçebilmenin iki yolu var. Biri entelektüel bir savaş, diğeri ise adalet savaşı. Biz, hem sanatın ve sanatçının değer gördüğü, korunduğu, özgür bırakıldığı bir ülke için mücadele edeceğiz hem de her türlü failin sırtını okşayan cezasızlık sisteminin kaldırılması için mücadele edeceğiz.
Onur Şener’in 7 yaşındaki kızına vereceğimiz tek söz, sanatçıların öldürülmediği aydınlık bir Türkiye’den başka bir şey olmayacak. Geride kalanlara vazifemizi yerine getireceğiz.