Kurtulmuş: TBMM ne Anayasa Mahkemesi'ni ne de Yargıtay'ı denetleyen bir kurum değildir

Kurtulmuş, "Bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin muhatabı TBMM olmadığı gibi bu anlamda herhangi bir şekilde TBMM, ne Anayasa Mahkemesi'ni ne Yargıtay'ı denetleyen bir kurum değildir" dedi.

Kurtulmuş, "Bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin muhatabı TBMM olmadığı gibi bu anlamda herhangi bir şekilde TBMM, ne Anayasa Mahkemesi'ni ne Yargıtay'ı denetleyen bir kurum değildir" dedi.

HABER MERKEZİ

02.02.2024

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi sonrası Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) Yılın Basın Fotoğrafları 2024 Ödül Töreni'nde konuştu.

Kurtulmuş, "Geçtiğimiz 3 gün yurt dışında bir seyahatteydim. Bu süre içerisinde TBMM'de Can Atalay ile ilgili karar okundu ve bununla ilgili pek çok tartışma yapıldı. 3 günlük Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretimin TBMM'deki bu oturumla ya da mahkeme kararının okunmasıyla uzaktan yakından ilişkisi yoktur" dedi.

Numan Kurtulmuş, "Devlet adına, TBMM adına yaptığımız bu geziye diğer partilerden arkadaşlarımız da katıldı. Bir parlamento heyeti olarak, aylar öncesinde planlanmış, tarihleri üzerinde o ülkenin yetkilileriyle mutabık kalınmış bir geziyi icra ettik. Çok faydalı sonuçlar da elde ettik. Yurt dışında bulunmanın Meclis'teki oturumla ilişkilendirilmesinin fevkalade yanlış, fevkalade yersiz ve fevkalade haksız olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu.

'Ben burada olsaydım bile Sayın Bekir Bozdağ okutacaktı'

TBMM Başkanı'nın hangi oturumlara başkanlık yapacağının teamüller gereği belli olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Meclis Başkanı'nın, 1 Ekim'deki Meclis açılışlarında, bütçe görüşmelerinin ilk ve son oturumlarına başkanlık ettiğini, bunların dışında Meclis'in çalışmalarının nöbetçi olan başkanvekillerinin başkanlığında yapıldığını belirtti. Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ben burada olsaydım bile o hafta nöbetçi olan Meclis Başkanvekilimiz Sayın Bekir Bozdağ, Meclis kürsüsüne çıkacak ve o mahkeme kararını Meclis'te okutacaktı. İşin en başından itibaren, TBMM Başkanı olarak ve TBMM Başkanlığı olarak, iki yüksek yargı arasındaki bu görüş farklılıklarının, görüş ihtilaflarının tarafı olmamak için özel bir gayret gösterdik. Can Atalay'ın, buradaki yemin töreninde isminin okunması, sonraki süreçlerde milletvekili özlük haklarının verilmesi, daha sonraki süreçte de Atalay'ın partilerin ortak anlayışıyla Meclis İnsan Hakları Komisyonuna seçilmiş olması, aslında Meclis Başkanlık Divanının da ortaya koyduğu bir tavırdır, bir duruştur. Bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesinin muhatabı TBMM olmadığı gibi bu anlamda herhangi bir şekilde TBMM, ne Anayasa Mahkemesini ne Yargıtay'ı denetleyen bir kurum değildir."

'Gerektiğinde anayasal ve yasal düzenlemeleri yapmak TBMM'nin boynunun borcudur'

"Meclis Başkanlık Divanının bu kararı okutmayıp, bir şekilde kararın okutulmasının buraya kadar bekletilmesinin iki nedeni vardı" diyen Kurtulmuş, "Bunlardan birisi, Can Atalay'ın hukuki süreçleri tamamlaması, ikincisi ise olası bir şekilde iki yüksek mahkeme arasındaki görüş farklılıkların giderilebileceği bir zeminin oluşmasıydı. Ama sonuçta mahkeme kararı, bir şekilde süreç bittiği için bu karar, Meclis'te okutulmuştur" şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"1982 darbe Anayasasının kendi içerisinde birtakım mayınlı alanları barındırdığını, Türkiye demokrasisinin bu alanlardan kurtulmak için bir gayret sarf etmesinin de şart olduğuna inananlardanım. Bunun için başta yüksek yargı arasındaki bu ve benzeri görüş farklılıklarını ortadan kaldırmak olmak üzere bu anlamda oturup çalışma yapmak, gerektiğinde anayasal ve yasal düzenlemeleri yapmak da TBMM'nin boynunun borcudur, temel sorumluluklarından birisidir. Bütün bu konularla ilgili şimdiye kadar kalkıp bunların hepsini konuşabilirdik, anlatabilirdik ama TBMM sorunların çözüleceği yerdir. Çok açık söylüyorum, TBMM bu anlamda gerektiğinde anayasayı ve yasaları değiştirebilecek bir yerdir. Mevcut anayasamızda herkesin sorumlulukları ve yetkileri bellidir, herkes bu sorumlulukları ve yetkileri arasında devlet ciddiyetinin kendisine vermiş olduğu ödev içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirir. 'Niye Numan Kurtulmuş açıklama yapmıyor?' diyenler olduğunu biliyorum. Bu vesileyle burada açıklamayı, Türkiye kamuoyu ile paylaşmayı vazife telakki ediyorum. Yoksa mevcut, var olan, belki başka konularda daha da artarak, farklılaşarak devam edecek olan tartışmaların bir tarafı olmak için değil, tartışmaların makul, hukuki, demokratik ve anayasal çerçevede çözülebilmesi için gayret sarf eden birisi olarak bunları paylaşmayı bir vazife telakki ediyorum."