MUTLULUK MU?   DİSİPLİN Mİ?

Anne-babaların çocukları için isteklerinin en başında hiç şüphesiz onların mutlu olması gelir.

 

  Salt ve öncelikli olarak mutluluğa dayalı isteklerimiz, çocuklarımızın etkili bir disiplinden yoksun kalmasına neden olabilir. Şöyle ki; tek isteğimiz mutlu bir çocuk yetiştirmek olduğunda onlara hayır demek, bazı konularda kural koymak, ya da konulan kurallarda tutarlı davranmak oldukça zorlaşacaktır. Çünkü kurallar, sorumluluklar çocuklar için sevimli ve cazip değildir. Çocuklarımıza uzun vadede doğru ve kabul edilebilir davranış kazandırmak istiyorsak bunun yolu davranış kazandırmaya yönelik  kurallar koymaktan geçer. Kurallar koyduğumuzda ve bu kuralların uygulanmasını sağladığımızda mutlu olamayacaklarını  bilmeli, bu mutsuzluğu öfkeli davranışlar, kırıcı sözlerle yansıtacaklarına hazırlıklı olmalıyız.

   Mesela   çocuğumuza  oyuncakları ile yalnızca odasında oynaması ve oynadıktan sonra da oyuncak- larını tekrar oyuncak kutularına koyarak toplaması gerektiğini söylediğimizde bu onun hiç hoşuna gitmeyecektir. “Ama bu haksızlık, ben yoruluyorum, tek başıma bu kadar oyuncağı toplayamam, çok uykum geldi” gibi sızlanmalar olabileceği gibi, sizin toplanması gerektiği konusundaki kararlı duruşunuz sonrası biraz daha ileri giderek “sen çok kötü bir annesin, seni sevmiyorum” gibi söylemlere de maruz kalabilirsiniz.  Çocuklar hayır cevabını duyduklarında savaşçı ruhları devreye girecek, anne babalarını sonu gelmeyen duygu sömürüleri ve polemiklerle yıpratmaya çalışacaklardır. İşte tam bu noktada onu mutsuz görmektense, çocuğum benden uzaklaşırsa, beni sevmezse gibi düşüncelere kapılıp koyduğumuz kuraldan taviz verirsek etkili bir disiplinden söz etmemiz mümkün olamaz sevgili anne-babalar.

   Bu gibi durumlarda daha etkili olabileceğine inandığımız “

-şu an oyuncaklarını  toplamak istemiyorsun.

-oyuncaklarını  toplarken çok yoruluyorsun.

-sanırım çok uykun geldi.  

    Vb. gibi çocuğun duygularını anladığımızı ifade edeceğimiz tepkiler vermemiz onun da kendini anlaşılmış hissetmesine sebep olacağından bu süreci çatışmasız yönetmemizi sağlayacaktır.

-Peki  oyuncaklarını sepete yerleştirmen için ne yapabiliriz sence, bir önerin var mı? diye sorduğumuzda karşımızda değil, yanımızda ve işbirlikçimiz olmasına yol açmış olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Çocuklar bazen mutsuz olduklarını belirtip anne babalarına yönelik kötü anne baba yakıştırması yaparak onları Mutluluk Tuzağına düşürmeye çalışırlar. Sakın bu tuzağa düşmeyin, bir kere düşünce çıkmak çok zor olacaktır emin olun. Bu durumda hızlı tepki verip, üzüldüğünüzü yaralandığınızı ifade ederseniz hep buradan tekrar tekrar sizi sınarlar. Onun yerine derin nefes alıp, bunun mümkün olamayacağını bir anlık kızgınlık tepkisi olduğunu düşünün.

  Sosyal medyada anne babaların çocukları ile ilgili paylaşımlarınn altına yazılan duygu ve düşüncelerini mutlaka okumaya çalışıyorum. Çoğunlukla dikkatimi çeken birkaç cümleyi paylaşmak istiyorum sizlerle.

-Daima mutlu olman için elimden geleni yapacağım.

-Ayağına taş, gözüne yaş değmesin.

   Bunun gibi paylaşımları görünce aklımdan şu cümle geçiyor. Ayağına taş, gözüne yaş değecek her insanın. Ama “ayağına taş değdiğinde bu durumla mücadele edecek beceriler kazanmış olmanı dilerim” demek çok daha anlamlı geliyor bana.