Özel: Erken seçimin iki şartı var, Erdoğan kaçarsa…
Özgür Özel: "Erken seçimin iki tane teknik şartı var, ikisi de Erdoğan'ın elinde. Yapabilecek olsam yapmaz mıyım? Seçime girmeyi teklif ediyorum dediğimde Erdoğan kaçarsa 1 yıl kala erken seçim yapmam, bir daha aday olamazsın."
“Geçim olmazsa seçim olur” çıkışıyla erken seçim tartışmasının fitilini ateşleyen CHP lideri Özgür Özel, “Erken seçimin iki tane teknik şartı var, ikisi de Erdoğan’ın elinde. Yapabilecek olsam yapmaz mıyım? Bu pazar seçim olsa biz iktidara geliyoruz, AK Parti muhalefete düşüyor. Neden geciktirelim bunu? Seçime girmeyi teklif ediyorum dediğimde Erdoğan kaçarsa 1 yıl kala erken seçim yapmam, bir daha aday olamazsın” dedi.
Sözcü TV yayınında gazeteci Uğur Dündar’ın gündeme dair sorularını yanıtlayan Özel, “Anayasa’ya göre seçim yapmanın iki yolu var. Ya Erdoğan yapacak, seçimleri yenileyecek ki bu durumda aday da olamıyor ya da Meclis seçimleri yenileyecek 360 kişiyle. Erdoğan milletvekili sayısı, küçük ittifak partilerini de katarsan MHP olmasa bile 270. Devlet Bey de erken seçim dese bugün, biz Devlet Beyi de muhalefetin yanına alsak, muhalefet de hiç fire vermese bizde 330 var. Yani erken seçimin iki tane teknik şartı var, ikisi de Erdoğan’ın elinde” ifadelerini kullandı.
“Yapabilecek olsam yapmaz mıyım?” diyen Özel, şunları söyledi:
“Bu pazar seçim olsa biz iktidara geliyoruz, AK Parti muhalefete düşüyor. Neden geciktirelim bunu? Seçime girmeyi teklif ediyorum dediğimde Erdoğan kaçarsa 1 yıl kala erken seçim yapmam, bir daha aday olamazsın. Aday olmak istiyorsan gel burada ol. Bir ülkenin cumhurbaşkanı olacaksın, erken seçim olmazsa bir daha aday olamayacaksın, sana diyecekler ki ‘gel bu pazar erken yapalım’, seçimden kaçacaksın. Bunun da siyaseten çok taşınabilir bir tarafı yok bence.”
‘TUĞRUL TÜRKEŞ’İ CESUR BULUYORUM’
Normalleşme kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki defa görüşen Özel, Gezi Parkı davası başta olmak üzere görüşmelerin içeriğiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“90 yaşında, doğrudan bir darbe girişimine katılmamış darbeci diye suçlanmış bu ülkenin kahraman komutanlarının rütbelerinin sökülüp Silivri damında tutulmaları anormal. Erdoğan’a dedim ki ‘yapmayın bunu.’ Söyledik, sonuç da aldık ama bunlar bir süreç meselesi. Gönül isterdi ki buna ihtiyaç olmasın. AİHM kararına rağmen Kavala’nın, AYM kararlarına rağmen Can Atalay’ın, Tayfun Kahraman’ın, Mine Özerden’in içeride tutulması anormal. İki sefer de Gezi’yi Cumhurbaşkanı’na ifade ettim, etmeye de devam ediyorum. 75 yıl önce kurduğumuz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, aynı şehirdeki bir diğer yapı AİHM. Konseyin kurucu üyesi AİHM kararlarını uygulamıyor, Anayasa’da ‘uygulayacağım’ dediği halde. Bu anormal, bunun normalleşmesi lazım. Bunun için Tuğrul Türkeş de samimi gayret gösteriyor. Çok doğru ve cesur buluyorum. Bu sorunun çözülmesi Türkiye’nin lehinedir.”
FEDERASYON BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
TFF seçimlerine ilişkin soruya da Özel şu yanıtı verdi:
“Bir ülkede seçimle gelinecek yerlere atama yapılıyorsa orada demokrasiden bahsedilemez. Rektör ataması olsa da aynıdır futbol federasyonu başkan ataması olsa da aynıdır. Bu konuya siyaseten verilebilecek en büyük tepkidir. Tutup da adaylar veya çekilen adaylarla ilgili bir değerlendirme yapmak istemem çünkü spor alanı siyasetçiler için konfor alanı değildir. Ben futbol federasyonu seçimlerine karışmam, karışılmasını da istemem. Orada bu müesses futbol nizamına itiraz eden bir adaylaşma ve iktidarın manipülasyonu karşısında billurlaşan bir demokrasi iradesi olsa açık tavır koyarım ama öyle bir şey yoktu. Futbol federasyonu tam olarak özerk olmalı.”