Şamil Tayyar'dan partisine Savunma Sanayii Fonu tepkisi: 'Hatırlatmış olayım' diyerek uyardı...
AKP'nin Savunma Sanayii Fonu adı altında kredi kartı limiti 100 bin TL ve üzeri olan yurttaşlardan 750 TL alınmasını öngören kanun teklifine eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar'dan tepki geldi.
AKP iktidarının ekonomi politikaları nedeniyle yurttaşlar geçim sıkıntısı çekerken, ekonomi yönetimi tepki çekecek yeni bir vergi paketi hazırladı.
AKP'nin hazırlayıp TBMM'ye sunduğu yasa teklifine göre, kredi kartı, sıfır ve ikinci el araç, gayrimenkul alım satımı hatta kol saatleri dahil birçok kalemde yeni vergiler geliyor.
Söz konusu teklifin yasalaşması durumunda, kredi kartının limiti 100 bin TL ve üzeri olan yurttaşlardan yıllık 750 TL savunma sanayi katılma payı alınacak.
Yeni vergi paketi tepkilere neden olurken, yurttaşlar kredi kartı limitinin 100 bin TL’nin altına çekilmesi için bankalara başvuruda bulundu.
Söz konusu düzenlemeye, eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar’dan da tepki geldi.
Toplumun güven duygusunun azaldığını; vatandaşın verginin nasıl toplandığı kadar nereye harcandığını bilmek ve emin olmak istediğini belirten Tayyar, "Hükümet, toplumla yeni bir güven köprüsü inşa edemezse, ne kadar iyi niyetli olursa olsun getireceği her vergi düzenlemesi tepkiyi arttırır, siyasi riski azdırır. Tepkili olanları anlamak ve size güven duymalarını sağlamaya çalışmak yerine, ‘DEM’li, Ermeni, Yunan’ gibi tahkir edici, yakışıksız, tahammülsüz bir üslupla cevap verirseniz, toplumdan iyice kopar, siyasi ömrünüzü kısaltırsınız" ifadelerini kullandı.
61 milyon 955 bin 106 kredi kartının limitinin 100 bin TL'nin üstünde olduğunu ve bu düzenlemeye göre 46 milyar 466 milyon 329 bin 428 lira toplanabileceğini ifade eden Tayyar, sadece kur korumalı mevduat düzenlemesinin devlete maliyetinin 850 milyar lirayı aştığına dikkat çekti.
Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"2002 öncesi hükümet, memur maaşlarını ödemek için IMF’den borç almıştı. AK Parti 2002 sonunda iktidara gelince genel merkez ve başbakanlığın telefonları kilitlendi, Türkiye’nin her köşesinden arayan vatandaşlarımız, IMF’ye muhtaç olmamak için bütçeye gönüllü katkıda bulunmak istiyorlardı. Aradan geçen 22 yıl sonra bankaların iletişim hatları kilitlendi, arayanlar kredi kartı limitini 100 bin liranın altına düşürmek için sıraya girdiler. Aradaki temel fark, toplumla hükümet arasındaki güven duygusunun aşınmasıdır. Çünkü… Vergi adaleti, sadece toplarken değil harcarken de esastır. Toplum, verginin nasıl toplandığı kadar nereye harcandığını bilmek ve emin olmak istiyor.
'MESELE GÜVEN'Mesele, zenginlik/yoksulluk kapasitesi, bu kapasite içinde 750 liranın hacmi değildir. Mesele, güven… Zira, kullanımda toplam 125 milyon 925 bin 012 kredi kartı var. Bu sayının 61 milyon 955 bin 106’sının limiti 100 bin liranın üzerinde. Yani her iki kredi kartından birinin limiti, vergiye tabi. Yani kredi kartı limiti zenginlik göstergesi değil. Ayrıca zenginden alınmış olsa bile yoksulun şartlarını iyileştirmiyorsa, anlamı var mı? Karttan alınacak toplam miktar ise 46 milyar 466 milyon 329 bin 428 lira. Kur korumanın devlete maliyetinin 850 milyar lirayı aştığı, bir özel kalem müdürünün 60 kilo altınla seyahat yaptığı yerde, bu 46 milyar liranın nereye harcanacağı konusunda şüphe duyuluyorsa, bunun üzerinde oturup düşünmek gerekir.
'SİYASİ ÖMRÜNÜZÜ KISALTIRSINIZ'Hep söylüyorum. Hükümet, toplumla yeni bir güven köprüsü inşa edemezse, ne kadar iyi niyetli olursa olsun getireceği her vergi düzenlemesi tepkiyi arttırır, siyasi riski azdırır. Tepkili olanları anlamak ve size güven duymalarını sağlamaya çalışmak yerine, ‘DEM’li, Ermeni, Yunan’ gibi tahkir edici, yakışıksız, tahammülsüz bir üslupla cevap verirseniz, toplumdan iyice kopar, siyasi ömrünüzü kısaltırsınız. Hatırlatmış olayım."