Saray'ın başdanışmanının yargıya müdahalesi sürüyor: Arazi davasıyla ilgili habere engelleme
Çekmeköy'deki arazi davasında adı davacı vekili olarak geçen Erdoğan'ın başdanışmanlarından Mehmet Uçum, 'kişilik haklarının ihlal edildiğini' öne sürerek soL'un haberine erişim engeli kararı aldırdı.
İstanbul Çekmeköy’de Merkez Mahallesi’nde yaşayan 200’e yakın ailenin yıllardır evlerini kaybetmemek için verdikleri mücadele daha önce soL tarafından haberleştirilmişti. 200 mahallelinin, Osmanlı döneminde tapu sahibi olan bir kişinin varisleri olduklarını iddia eden kişiler tarafından mahkemeye verilmesiyle başlayan süreç yılan hikayesine dönmüş vaziyette.
Davacı vekilleri arasında ismi bulunan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından Mehmet Uçum ise adının geçtiği her habere erişim engeli kararı talebinde bulunuyor.
Mülklerine sahte olduğu Yargıtay tarafından onaylanan veraset ilamıyla çökmeye çalışarak haklarını gasp etmek isteyenlere ilişkin seslerini duyurmaya çalışan mahallelinin haberine, Uçum “kişilik haklarının ihlal edildiğini” iddia ederek erişim engeli talebinde bulundu. İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, Uçum’un “kişilik haklarının” ihlal olduğuna kanaat getirerek, soL'un haberini engelledi. 9 Şubat’ta Uçum’un bulunduğu talep yine 9 Şubat’ta karara bağlandı.
Oysa haberde yazan şey şuydu:
“Davacı vekilliğini üstlenen isimlerden biri tanıdık. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı Mehmet Uçum’un vekilliğini üstlendiği davada, davacı vekili olan 2 Uçum daha var. Ağabey avukat Veysel Uçum, 2013 yılında kardeşi Mehmet Uçum'la ofislerini ayırdıklarını, 2015'ten beri de Mehmet Uçum'un avukatlık yapmadığını iddia etti. Mahalleli, Uçum soyadını davada gören avukatların kaçtığını söylüyor.”
Yani, zaten haberde Mehmet Uçum’un artık avukatlık yapmadığı ve ağabeyiyle ofisleri de ayırdıkları iddiası mevcut.
Yargı burada da krizini üretti: Yerel mahkeme Yargıtay’ı tanımadı kararı İstinaf verecekVeraset ilamıyla Çekmeköy’deki arazide hak iddia edilen davada, 2003 yılında önce 132 dönümün 23’ü davacı tarafa verildi. Kaybedilen kısım için 2013 yılında bir dava daha açtılar, hem de Yargıtay kararını tanımadan.
Yargıtay kararında “Davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı, davacıların dava dilekçesinde belirtmiş oldukları Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararında davacıların delil olarak aldıkları veraset ilamının sahte olduğunun Hukuk Genel Kurulunun kararları ile sabittir” ifadelerine yer verildi. Yani, Yargıtay kararı ilamın sahte olduğunu, dava açan kişilerin de iddia edilen toprak sahibinin soyundan gelmediğini ortaya koydu. Ancak karara rağmen mahalleli yerel mahkemede haksız bulundu.
Yani yerel mahkeme Yargıtay’ın sahte veraset ilamı kararını dikkate almadı. Bunun sonucunda da mahalleli İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu. Daha önce Yargıtay'a atıfta bulunarak kararı usulden bozan İstinaf'ın ikinci kez aynı kararı vermesini bekleyen mahalleliler, "Biz buradayız ve mahallemizi terk etmeyeceğiz" diyor.
AYM krizinde ne demişti?Yargıtay’ın Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını tanımama ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin kararına sahip çıkmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasaya aykırı olmakla eleştirilen hamlesine destek veren Uçum, suç duyurusunu ''Milli Yargıya karşı saldırıların çok büyük bir birikim oluşturması sebebiyle reaksiyoner bir tavır'' olarak nitelendirmişti. Yargıtay'ın hamlesini ''cesur'' bulan Uçum, “Türkiye, Milli Yargısını batıcı ve neo liberal yargı anlayışlarına karşı sonuna kadar savunacaktır, kimsenin bundan şüphesi olmasın” demişti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törende AYM kararlarına uyulmasının zorunluluk olduğunu söylemişti.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ise sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak Arslan'a yanıt verdi. Uçum Anayasa'nın 153. maddesinin bireysel başvuru ihlal kararlarını kapsamadığını ileri sürdü.