Sındır, "AKP karanlıkta yol alıyor, yasa tanımıyor, denetimden kaçıyor!"
CHP İzmir Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır, genel kurulda görüşmeleri devam eden Torba Kanun üzerine yaptığı konuşmada AKP iktidarını hem usul hem esas yönünden uyardı, sakat bir Torba Kanunun yasalaştırılmak istendiğini belirtti.
AKP sıralarına seslendiği konuşmasında Sındır, “Kamu İhale Kanunu’nu önünüzdeki en büyük engel olarak görüyorsunuz. Devletin denetiminden, İhale Kanunu'ndan, ihale mevzuatından kaçıyorsunuz. İktidarınız döneminde Kamu İhale Kanunu yaklaşık 186 kez değişikliğe uğradı. Usul yönünden hatalı bir Torba Yasa’yla İç Tüzüğü ihlal ediyor, Anayasa’yı çiğniyor, sakat bir yasayı yüce Meclis’imizin önüne getiriyorsunuz. Etki analizi yapılmamış başka bir Torba Kanununu yasalaştırmak istiyorsunuz” dedi.
“YASAMA FAALİYETİ DAHA KOMİSYONDAN GEÇERKEN SAKAT BİR HAL ALDI!”
Torba Kanunun usul yönünden hatalı olduğunu ve komisyon görüşmelerinde Meclis İç Tüzüğü’ne aykırı hareket edildiğini ifade eden Sındır sözlerine şöyle başladı: “bu torba kanun 18 maddeden oluşan bir teklif olarak Komisyonumuza geldi ancak 27 maddeden oluşan bir teklif olarak Komisyonumuzdan çıktı, yani 9 madde ihdas edildi. Anayasa'ya göre, Meclis çalışmalarını belirleyen İç Tüzük'tür. İç Tüzük'ümüzün 35'inci maddesinde ‘Komisyonlar kendilerine havale edilen kanun tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler’ deniyor. Yani, yeni ihdasla yeni maddeler ekleyebilirler denmiyor; aynen kabul eder veya gelen teklif üzerinde değişiklik yapılabilir, değişiklik önergesi olabilir diyor. Dolayısıyla yasama faaliyeti daha komisyondan geçerken sakat bir hal aldı.”
“KANUNA, ANAYASA'YA VE İÇ TÜZÜĞE AYKIRI BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
AKP iktidarının yasama kalitesine özen göstermediğini kanuna, Anayasa'ya ve İç Tüzüğe aykırı bir şekilde hareket edildiğini vurgulayarak sözlerine devam eden Sındır, “Şu anda bu torba yasa, uygulamada bir temel yasamış gibi görüşülüyor. İç Tüzük 91'inci maddeye göre temel yasaların; ‘düzenlediği alan yönünden bütünlüğünün ve maddeler arasındaki bağlantıların korunması zorunluluğunun bulunması’ var. Dolayısıyla, teknik olarak bu torba yasayı diğer tüm torba yasalarda da olduğu gibi son oylamasında farklı konuları içeren birçok düzenlemeyi bir arada oylayarak geçireceğiz. Bu maddelerden kimisine ben belki katılıyorum, belki ‘evet’ oyu vereceğim, kimisini reddediyorum ya da kimisinde çekimser kalacağım. Fakat burada tümünü kabul etmek veya tümünü reddetmek zorundayız, çünkü bu torba kanun bir temel yasa niteliğinde görüşülüyor. Yüce Meclisimizde yasama kalitesine özen göstermemiz gerekirken, tamamen kanuna, Anayasa'ya ve İç Tüzüğe aykırı bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
“ETKİ ANALİZİ YAPILMADI!”
Torba kanunu etki analizinin yapılmadığının ve getireceği mali yükünün ne olduğunun hesaplanmadığının altını çizen Sındır, “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 14'üncü maddesi, gelir ve giderleri etkileyecek kanun teklifleriyle İlgili. 5018 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinde, kanun tekliflerinin getireceği mali yük, orta vadeli program ve mali plan çerçevesinde, en az üç yıllık dönem için hesaplanır ve tekliflere eklenir diye belirtiliyor. Bu kanun teklifinde şu ana kadar bu salondaki milletvekili arkadaşlarımdan bir kişi böyle bir ek gördü mü? Yani, bunun etkisinin ne olacağına dair böyle bir mali plan çerçevesinde ve Orta Vadeli Program çerçevesinde, teklifin getireceği mali yükün ne olduğunu biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Yani, karanlıkta yol alıyoruz. Nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Ülkeyi nereye götürdüğümüzü bilmiyoruz, yasa çıkarıyoruz ama nereye gidiyor bilmiyoruz? Bütçe nereye gidiyor bilmiyoruz. Hükümet bu bütçeyi nasıl değerlendirecek bilmiyoruz?” dedi.
“KAMU İHALE KANUNU ENGEL OLARAK GÖRÜYORSUNUZ”
AKP iktidarının Kamu İhale Kanunu’nu (KİK) önlerindeki en büyük engel olarak gördüğünü belirten Sındır, “Kamu İhale Kanunu, nasıl bir kanunmuş ki her kurum önünde onu en büyük engel görüyor, ondan nasıl kurtulurumun derdine düşüyor. Bakın, Kamu İhale Kanunu'nun amacı: ‘kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.’ Siz bundan kaçıyorsunuz. Kamu İhale Kanunu’ndaki istisnalar a, b, c, d, derken z’ye hatta araba plakası gibi aa’ya kadar gelmiş durumda. Bugün görüştüğümüz Torba Yasa’nın 1'inci maddesi ile getirilen değişiklik, Kamu İhale Kanunu'na da istisna getirmiyor, sadece 6219 sayılı Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanunu'nun 18'inci maddesine ek yapıyor. Ne diyor ekte? ‘Sermaye Piyasası Kanunu'na göre faaliyette bulanan gayrimenkul yatırım ortaklıkları 4734 sayılı Kanun'a tabi değildir.’ Bu kadar basit yani. Devletin denetiminden, İhale Kanunu'ndan, ihale mevzuatından kaçıyorsunuz. Yani açık ihale usulü, pazarlık usulü ihale ya da doğrudan temin yöntemi ile yapılacak ihalelerde devletin denetimi yapılabilecek iken basit bir eklemeyle İhale Kanunu'nu komple dışarı çıkarıyorsunuz. Yaptığınız bu düzenleme ile KİK kapsamı dışına alındığı için ihale bile yapılmadan işler yapılabilir ve sanırım öyle olacaktır da. Bu asla kabul edilebilir değil. Kamu kaynaklarının tasarrufu devlet denetiminden kaçırılıp birkaç kişinin insiyatifine, iradesine veya insafına bırakılamaz. Kamu İhale Kanunu ciddi bir kanundur. Getirilen sayısız istisnalar ile kanunun amacı dahi istisnai bir duruma düşmüştür. AKP iktidarı döneminde Kamu İhale Kanunu 186 kez değişikliğe uğramış, istisnalar eklenmiş. Yap-İşlet-Devret modelleri istisna, şehir hastaneleri istisna, ne yaparsanız, hangi yatırımı yaparsınız istisna. İstisnalar o kadar artmış ki Kamu İhale Kanunu’nun uygulanabildiği kurumlar aslında azınlığa düşmüş. Gelin, hep beraber bir düzenleme yapalım; Kamu İhale Kanunu'nu alalım önümüze, istisnaları yazmak yerine hangi kurumlar için geçerli olur, bunları yazalım; işimiz daha kolay olur. Yazık!” dedi.
Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “tütün hepimizin çok hassas olduğu bir konu ama bu Torba Yasada tütünle ilgili getirilen maddeyle, cezai birtakım uygulamalarla tütün üreticisi, tütünle iştigal edenler sıkıntıya itilecek. Ülkenin tarım politikaları anlamında geldiği süreç ne yazık ki dibe vurmuş durumda. Cezalarla tütün baskılanıyor. Bu sadece tütün için değil, tütün üzerinden tarımın bütün ürünlerinin geleceğine dair bir gösterge, bir işaret. Siz doğru politikayla piyasayı düzenleyemezseniz, piyasayı regüle edemezseniz, piyasadaki arz ve talebi dengeleyemezseniz, Anadolu'nun dört bir yanında çok sıkıntılı bir durumda olan çiftçiyi, üreticiyi yok olma noktasına itersiniz. Karşımızdaki bu tütün ticaretine dair düzenleme de bunun somut bir sonucudur.”