TEV'in iyilik meleği: Ziya Gökçe Gençlere mentörlük de yapıyor
Emekli olunca bürosunu Türk Eğitim Vakfı'na bağışlayan, TEV'in burslarına katkı koyan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan kız öğrencilere burs veren emekli avukat Ziya Gökçe, 'TEV'in iyilik meleği' olarak adlandırılıyor.
Tüm bunları tek başına yapmadığını sadece ‘vesile’ olduğunu söyleyen Ziya Gökçe, “İnsan tek başına hiçbir şey. Başkalarıyla beraber olduğunuz kadar gücünüz oluyor. Ben Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 63 mezunları adına konuşuyorum, tüm bunları mezunlar olarak yapıyoruz” dedi.
Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezuniyetinden sonra savcılık yapan, akabinde Adalet Bakanlığı Müfettişi olarak uzun yıllar hizmet veren Ziya Gökçe, meslek hayatının son yıllarında yaptığı avukatlıktan emekli olunca Gazi Bulvarı’ndaki ofisini TEV’e bağışladı. TEV’de ‘iyilik meleği’ olarak adlandırılan Ziya Gökçe, Ankara Hukuk Fakültesi’nin 63 mezunu arkadaşlarını da organize ederek birçok burs ve desteğin sağlanmasına da aracı oldu.
“Alan el veren el de olmalı”
Mezun arkadaşları ile beraber TEV’in burslarına katkı koyan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyan kız öğrencilere burs verilmesini sağlayan Gökçe, bursiyerleri de yakından takip ederek onlara mentörlük de yapıyor.
Karşılıksız bursa karşı olduğunu vurgulayan Gökçe, “Alan el aynı zamanda veren ele de dönüşmeli. O sebeple öğrencilerin aldığı bursların yüzde 20-25’ini geri vermesi gerektiğine inanıyorum. Böylece onların da zamanında aldığı desteklerin bir kısmını iyade ederek bu döngüye katılacağını, onların da burs destekçisi olacağını düşünüyorum” dedi.
65 yaşından sonra ehliyet alarak aracıyla işe giderken yoldan insanları da aracıyla taşıdığını hatırlatan Gökçe, “12-13 bin insanı gidecekleri yere taşımışımdır. Bunları iyilik olarak da görmüyorum, aracımda yer varsa niye boş gitsin. Bunu bir görev olarak kabul ettim” dedi. Toplumsal görevleri olduğuna inanan ve verilen en küçük desteğin bile önemli sonuçları olabileceğine inanan Gökçe, “Bir toplu iğnenin üretimine bile o kadar el değiyor ki. İnsanın hiç görmediği, tanımadığı kişilere bile bir borcu var” dedi.
“Öğrencilerle ilişkim güçlü”
Öğrenciler ile sosyal yaşamını dahi paylaşan, onları arayarak hal hatırlarını soran, sınavlarını takip eden, onlara kitap öneren, mezun olduklarında staj ya da iş için aracılık da yapan Ziya Gökçe, “Öğrenciler bazen çekiniyor, onlardın aramasını beklemiyorum, ben arıyorum onları. Hepsinin telefonu var bende. Sürekli iletişim halinde kalıyoruz. Türkiye’de her meslek sahibinin kendi meslektaşlarına el vermesi, sahip çıkması gerekir” diye konuştu.
“TEV ikinci ailem”
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi Beliz Sait de TEV’in bursuyla okuyan, başarılı öğrencilerden biri. Okullarda Türk Eğitim Vakfı bursu mülakatları için çok uzun kuyruklar oluştuğunu söyleyen Sait, “Çünkü herkes bilir ki Türk Eğitim Vakfı ailesine girmek ayrıcalıktır. TEV, öğrencilerini asla yarı yolda bırakmaz ve sadece para veren bir kurum değildir. Türk Eğitim Vakfı’nın bizi seçmesi, orada gönüllü olarak bulunmak, onlardan eğitim almak hayat boyu bir onur olarak taşınır” diyerek TEV’in kendileri için ne anlama geldiğini anlattı.
Türk Eğitim Vakfı ailesini ikinci ailesi olarak gördüğünü söyleyen Sait, “Bu nedenlerle tüm Türk Eğitim Vakfı ailesine ve sizin nezdinizde tüm bağışçılarımıza okumamıza destek olduğunuz için sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız’ diyerek tüm TEV bağışçılarına teşekkür etti.