TSK Amerikancı Bir Darbe Yapacak

Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok'tan şok iddia: 'TSK Amerikancı darbe yapacak'

Kaos süreci başlatıldı, birlik olmazsa TSK emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyacaktır” sözleri tartışma yaratan Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok, 'kaos süreci' olarak adlandırdığı olayların devam etmesi halinde TSK'nın 'Amerikancı' bir darbe yapacağını öne sürdü.

Kaos süreci'nden milli birlik ve beraberlikle çıkılabileceğini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu birliği sağlayacak tek kişi olduğu görüşünü savunan Üçok, Erdoğan’ın başına bir şey gelirse 3 ay içinde bu ülke tepetaklak döner. Yine o Fethullahçılar bilmem neler hemen dışarıya çıkarlar iddiasında bulundu.

Ahmet Zeki Üçok, 12 Eylül'e gelinen süreçte yaşananların benzerinin bu dönemde de yaşandığını söyleyerek, şu görüşleri dile getirdi:
Süreç böyle devam ederse bunu ortadan kaldırmak amacıyla silahlı kuvvetler emir komuta zinciri içinde yönetime el koyacak.Gerekçesi de bu. O yüzden de kimin iktidarına el koyuyorsun? Cumhurbaşkanının. Buradan tek çıkış var yani. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, bütün bu insanlar etrafında birleşecekler. Bu birleşme olmadan çok zor
Emekli Albay Üçok, Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde 'hipnozla işkence', 'sahtecilik' ve 'yağma' suçlamalarından toplam 37.5 yıl hapis cezasına çarptırılmış, 4 yıl 9 ay 25 gün cezaevinde kaldıktan sonra 30 Haziran 2014'te tahliye olmuştu.

TSK içindeki cemaatçi yapılanma iddialarını anlattığı 'Tek Başına' adlı kitabı 2016'nın en çok satanlar listesine giren Ahmet Zeki Üçok'un verdiği yanıtlar şöyle:

Bu gidiş hep 12 Eylül öncesinin yeni versiyonu
Tweetleriniz epey yankı buldu, yeni bir darbenin ayak seslerini duyduğunuzu mu söylüyorsunuz?
Bu süreç -ben kaos diyorum başkaları başka isim veriyor- daha sürer biz milli birliği oluşturamadığımız sürece. Sizin yaşınız küçük, siz 12 Eylül’ü görmemişinizdir. Bu gidiş hep 12 Eylül öncesinin yeni versiyonu. Bu gidiş hep 12 Eylül öncesinin yeni versiyonu.

Dışarıdan okuduğum ve anlatılanlardan öğrendiğim kadarıyla herhalde o günler bu kadar sıkıntılı değildi? Böyle toplu ölümler olmuyordu, yanılıyor muyum?
Ama o zaman da her gün birileri ölüyordu. Her gün 2 kişi 3 kişi o daha böyle insanları sıkıyordu. Terörün hangisi daha az sıkıyor, hangisi daha çok sıkıyor şeyi yok ama hakikaten zor bir süreç. Cumhurbaşkanına karşı ilan edilen bir şey tabii bu. Onu iktidardan indirene veyahut devirene kadar bu mücadele devam edecek gibi duruyor.

Kim sizce bu ekip?
ABD tabii. Baktığın zaman FETÖ dediğin şey Amerika, PKK dediğin şey Amerika, PYD dediğin şey Amerika. Yani kim olacak? Şu anda Suriye politikası olsun, Irak politikası olsun hiç örtüşmez oldu. Özellikle PKK, barış süreçleri atıldıktan sonra hedefe oturtulmuş vaziyette. Michael Rubin diye bir akıl hocası var. Tayyip Erdoğan’a “yürüyen ölü adam” dedi.


Erdoğan’ın başına bir şey gelirse 3 ay içinde bu ülke tepetaklak döner
Michael Rubin, Doğu Perinçek ile Erdoğan arasında büyük bir savaş olacak demişti yaklaşık bir ay evvel…

15 Temmuz’dan sonra Tayyip Erdoğan’ın arkasında en sıkı duran, onu destekleyen benimle ilgili Erdoğan’ı tehdit ediyor gibi abuk subuk yazılar çıktı. Buna çok alındım açıkcası. Aba altından sopa gösteriyor bilmem ne diyorlar. İnsanların anlamadığı bir şey var. Cumhurbaşkanı maazallah eceliyle ölse bile bu ülkede bundan en çok zarar görecek kişilerden biri benim. Çünkü ben inanıyorum ki Tayyip Erdoğan’ın başına bir şey gelirse 3 ay içinde bu ülke tepetaklak döner. Yine o Fethullahçılar bilmem neler hemen dışarıya çıkarlar. Ve hiç hayal edemediğimiz yepyeni bir dünya ile karşı karşıya kalırız ve bundan benden daha çok zarar görecek ikinci bir adam bile olamaz.

Bu sürecin altından kalkabilecek tek kişi Erdoğan
Desteğiniz siyaseten bir destek mi yoksa süreç gereği mi?
Şöyle benim desteğim; demek ki siyaseten veremiyorum bir destek onu anladım bütün AK Parti'liler Twitter’da gördüğüm binlerce veya yüzlerce adam Tayyip Erdoğan’ı tehdit ettiğimi düşünüyor. O zaman bir destek verememişim. Bir de şu var yani, ben şunu çok net söylüyorum; bu sürecin altından kalkabilecek tek bir kişi var o da Tayyip Erdoğan.

Siyaseten yaptığı hamleleri onaylıyor musunuz?
Şu ana kadar yaptığı radikal bir hamle yok aslında. Başkanlıkla ilgili bir söylemleri var ama siyaseten benim radikal olarak göreceğim şey şu olurdu; bu süreci birlik beraberlik olmadan aşamayız zaten. Yani yaşamış bir Türk olarak söylüyorum. Benim öğrenciliğim 12 Eylül’de geçti. 12 Eylül öncesinde geçti. Ben şunu görüyorum; sırf Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum diye arkadaşlarımdan çoğunun bana söylemediği laf kalmıyor mesela. Öbür tarafta atıyorum Kılıçdaroğlu’nu geçenlerde dinlemedi diye… Ne bileyim FETÖ’cü çıkan bir tane adamı var galiba danışmanı.


Fatih Gürsul'dan bahsediyorsunuz sanırım...

Evet. Fatih Gürsul. Ben kendisiyle ilk 18 Temmuz'da Kılıçdaroğlu'nun toplantısında karşılaştım. Kılıçdaroğlu bizleri darbe sürecini anlatalım diye çağırdı. Orada bu tuhaf iki tane adam var, biri profesör, diğeri bu. Buymuş yani ben sonra da şey yaptım. Adam diyor ki; Sayın Genel Başkanım sakın burada darbe marbe demeyesiniz diyor. Bu Tayyip Erdoğan’ın iktidarını güçlendirmek için bir oyunudur falan filan. Ben dedim ki; Sayın Kılıçdaroğlu, sakın bunlara inanıp böyle açıklamalar yapmayasınız çünkü bu Türkiye Cumhuriyeti devletine, hükümetine karşı bir darbedir. Çıkın bunu 27’sinde de söyleyin dedim. Hatırlarsan mitingleri vardı o zaman. Ve çıktı adam hakikaten öyle söyledi: “Bu bir darbedir, şöyledir böyledir, Fethullah yapmıştır.” Hatta “Fethullah'ı da ilk defa o zaman kullandı. Şimdi bu adamın bir süre sonra Fethullahçı olduğu ortaya çıktı. İki ay önce, geçen ay… Ben dedim ki, siz doğru yaptınız, arkanızdayız. Vay anam vay! Ne CHP’liliğimiz kaldı ne bir şey. Tayyip Erdoğan ile ilgili bir şey yazıyorum, ne AK Partililiğimiz kaldı ne bir şey. Bu ülkeden ciddi bir kamplaşma var. Yani bir kısım insanların gözünü Tayyip Erdoğan düşmanlığı bürümüş. Akıllarını yitirtmiş adamlar. Yani muhakeme yetenekleri kaybolmuş. Öbür taraftan bakıyorsun bir kısım Ak Partililerin bir düşmanlığı var. Ne bileyim CHP’li veya adına ne dersen ne karşı taraf düşmanlığı var.

Bu ülkede eğer birlik beraberlik sağlanmazsa, böyle devam ederse, bizi ne yazık ki çok kötü günler bekliyor. Bunu da Twitter’da yazdığımda bu amaçla yazdım. Bunu da sağlayabilecek tek kişinin cumhurbaşkanı olduğunu, hatta bizim anayasamızın 104. maddesine göre de Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin birliğinin timsalidir, temsilcisidir cumhurbaşkanı. Anayasal olarak da böyle bir şey var. Bunu yapabilecek olan bir tek budur diye yazdım. Vay arkadaş! Ne Musa’ya yaranabildim, ne İsa’ya yaranabildim. Attığım 5 tane tweet var, 2 milyona yakın insan okumuş tweetleri, 300 bin ila 280 bin kişi bu tweetlerle ilgili yorum yapmış veya mention yapmış, tweet atmış vs. Bakıyorum iki tane grup görüyorum. Her ikisi de bana çakıyor ama çok radikal iki grup var yani. Bir Tayyip Erdoğan düşmanları var, bir Tayyip Erdoğan dostları var. Hakikaten çok bence tehlikeli bir durum.
Bu sürecin sonunda TSK’nın emir komuta zinciri içinde bir darbe yapacağını söylediniz, bu darbe Erdoğan karşıtı mı olur yoksa Erdoğan ile birlikte mi olur?
Hayır canım.

Amerikancı bir darbe mi olacak diyorsunuz?
Amerika’nın isteği dışında kim bir darbe yapabilir ya?

Tek çıkış yolu Erdoğan'ın etrafında birleşmek
Yani o zaman şu an TSK’daki emir komuta zincirinin hâlâ Amerikancı olduğunu söylüyorsunuz...
Söylediklerimi bütün televizyon programlarında da söyledim Sayın Cumhurbaşkanı yakalanmış olsaydı 15 Temmuz gecesi çıkacaklar “Emir komuta zinciri içinde bu darbe yapılmıştır” diyeceklerdi. Çünkü onu yapacaklardı. Bu kadar da eminim. Artı bunula ilgili somut kanıtım da var. Şöyle söyleyeyim sana; TV kameraları, Genelkurmay Başkanı’nın masası, arkasında bayraklar hazır halde buldu savcılarımız oraya gittiğinde.


Genelkurmay Başkanı’nın masası karşısına da kamerayı koymuşlar. Yani Genelkurmay Başkanı’nın var ya öyle bir tane bir tarafta Türk bayrağı bir tarafta… Onu koymuşlar bekliyorlar. Yakalansa çıkıp okuyacaktı yani.
Net bir şekilde Amerikancı bir darbe olacak mı diyorsunuz?

Amerika’nın onayı olmadan hangi asker darbe yapabilir ki? 12 Eylül’de nasıl geldik. Kargaşa, kaos ortamı, her gün insan ölüyor… Ülkede müthiş bir iç savaş görüntüsü var. Bunu ortadan kaldırmak amacıyla silahlı kuvvetler emir komuta zinciri içinde yönetime el koyacak. Gerekçesi de bu. O yüzden de kimin iktidarına el koyuyorsun? Cumhurbaşkanının. Buradan tek çıkış var yani. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, bütün bu insanlar etrafında birleşecekler. Bu birleşme olmadan çok zor.

Partili Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına gelelim. Bu konuya ilişkin bir desteğiniz veya karşı duruşunuz var mı? Sizce birleştirici olur mu bu sistem?
Bizim anayasamızın 104. maddesinde çok açık yazılmıştır. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin birliğinin temsilcisidir. Mevcut anayasamız bu ve bu anayasaya göre bunu yapacaklarına inanıyorum. Bence bu kanlı süreç bitinceye kadar herkesin Türk milletinin birliğinin temsilcisi olan cumhurbaşkanının etrafında birleşmesi gerekir. Bu süreci atlattıktan sonra herkesin kendi siyasi tavrı, görüşü neyse ona devam edebilir. Bizim bu kanlı süreci aşmamızdaki en önemli şey anayasamızda öngörüldüğü üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin birliğinin temsilcisi olan cumhurbaşkanının etrafında birleşmektir. Bunun için de bu çağrıyı yapıyorum. İnsanların da bu çağrıya uymalarının bu ülkenin bekası için çok önemli olduğunu söylüyorum.

Söylediklerimin siyasi bir tarafı yok. Bunu öncelikle belirteyim. Ben sadece bu ülkenin bekası için konuşuyorum. Bu ülkede bir tehlike var. Bunu yapanların da kim olduğunu bu ülkede herkes tahmin ediyor. Bununla ilgili en iyi mücadele yolunun bu olduğu, bunun haricinde yapılabilecek her türlü mücadelenin bu kanlı süreci durdurmaya yetmeyeceğini bu nedenle de bu birlik ve beraberliğin mutlaka sağlanması gerektiğini söylüyorum. Siyasi bir tavır veyahut siyasi bir görüş ileri sürmüyorum. Tek bir amaç için mücadele edilmesi gerektiğini söylüyorum.

Bugünlerde cumhurbaşkanına olan halk desteğinin yüzde 50’nin de üstünde olduğu söyleniyor. Böyle bir destek varken iç savaşla cumhurbaşkanını mağlup edebileceklerini mi düşünüyorlar?
Ben mağlup olacak veya galip gelecek anlamında söylemiyorum. Bakın, ülkemizde bir kaos süreci var. Yani bir hafta önce polislerimizi, kahraman arkadaşlarımızı şehit ettiler. Bugün kahraman askerlerimizi şehit ettiler. Bu kanlı süreci durdurabilmenin yolu birlik, beraberlikten geçiyor.

Birlik, beraberlik olmazsa bu kanlı süreç devam edecek mi diyorsunuz?
Zaten bunun için Sayın Başbakan gitti, Sayın Genel Başkanlarla birlik, beraberlik mesajı verdiler. Sayın Cumhurbaşkanının her açıklaması birlik, beraberlik üzerine. Eski söylemlerde kalan birlik, beraberlikten bahsetmiyorum. Bu süreci aşana kadar herkes siyasi aklını bir kenara bıraksın. Herkes siyasi görüşünü bir kenara bıraksın. Bu ülkede kanlı sürecin durdurulması için yapılması gereken ne varsa yapılsın. Bu sürecin durdurulması için birlik, beraberlik içinde olmaya ihtiyaç var.

Anayasamıza göre birlik, beraberliğimizi temsil eden cumhurbaşkanı olduğu için, onun etrafında birleşilmesi gerektiğini söylüyorum. Yoksa yani cumhurbaşkanın etrafında halk desteği var, başka siyasi partilerin kendi etraflarında başka insanların desteği var. Bunları birleştirmek bize yepyeni bir sinerji yaratır. Yepyeni bir mücadele gücü verir. Cumhurbaşkanı yeni bir Kurtuluş Savaşı derken kast ettikleri bunlar. Milli Seferberlik ilan ediyorum derken bu tehlikeleri gördüğü için bunları yapıyor. Yani onun için başbakanımız gitti siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. Bu hakikaten bu ülkenin bekasını tehdit eden bir durum. O yüzden de bunun aşılması için mutlaka bu birlik ve beraberliğin sağlanıp mücadelemizi öyle yapmalıyız.

Can Bursalı / T24