Yazarlar Beşiktaş-Eskişehirspor maçını yorumladı

Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'de 24. haftanın son karşılaşmasında sahasında Eskişehirspor'u 3-1 mağlup ederek maç eksiğiyle lider Fenerbahçe'yi takibini sürdürdü. SABAH Spor yazarları bu karşılaşmayı yorumladı.

FATİH DOĞAN: Beşiktaş 'ES' vermedi!

Beşiktaş ligin en çok pas yapan ve en az faulle oynayan takımı... Şenol Güneş'in ideal futbola ve sonuca ulaşmak için "İyi paslaşma, kaliteli futbol" ölçüsü bu istatistiklerin temel nedeni. Ancak neredeyse kaoslara bağımlı hale gelen ülkem insanı, futbolda da kaos oyununu tercih ediyor. İstisnalar hariç futbolun paydaşları iyi oyun beklentisini dile getirmekten ziyade sonuç odaklı yaşıyor. Takımların, teknik adamların, futbolcuların, hakemlerin ve de medyanın önemli bir bölümü tabelaya oynayıp, sonuçlara göre yaşıyor. Beşiktaş'ın zaman zaman bu anlayış farklılığının sıkıntılarını yaşadığını düşünüyorum. Defansı kapatıp orta sahada sertliği bayrak edinen takımlar, hakem hoşgörüsünü de arkalarına alınca Beşiktaş'ın oyununu ve karizmasını bozabiliyor. Eskişehir de bu oyuna benzer bir anlayışla başladı. Maçı kendi yarı alanında kabul etti. Ancak fark Mete Kalkavan'ın maç başından sonuna kadar yerinde düdükleri ve başarılı yönetimi kaos futbolunun önüne geçti.Dün hak eden kazandı. Atiba-Marcelo- Gomez üçlüsü sahanın en iyisiydi. Olcay, Quaresma ve Sosa'nın da beklenen canlılık ve üretkenlikte olduğunu söylemeliyim. Bu galibiyet takımın ve tribünleri dolduramayan seyircinin moralsizliğini geride bıraktı. Bu tür kırılmalar, maç sonunda Şenol Güneş'in taraftar tarafından tribüne çağrılıp kenetlenme mesajı 3 puandan daha değerli. Beşiktaş'ın normal ve ideal maçlarında sorunu yok. Sorun aşırı defansif ve sert oynayan takımlara karşı alternatif çözüm üretememede. Kaos futbolu oynayan takımlara karşı kurtuluş planı, Caner gibi sahada kaos oluşturan oyunculara karşı takımdaki oyuncuların refleksi zayıf! Bana göre her şeye rağmen Beşiktaş ligin en iyi paslaşan, en temiz ve göze hoş gelen oyununu oynayan takımı. Ligin gizli lideri olması da şampiyonluk yarışında iddiasını bütün gerçekçiliğiyle ortaya koyuyor.

ÖMER ÜRÜNDÜL: Biraz baskı yetti

Beşiktaş mutlak kazanması gereken ve net favori olduğu maça düşük tempolu, tedirgin başladı. Ancak 10. dakikadan sonra yükselen tempo ile birlikte oyunu karşı alana yıktılar. Bu lig için kadrosu çok yetersiz olan Eskişehirspor doğal olarak hiç top yapamıyordu. Alan daraltan savunma kurgusuyla elinden geldiğince rakibi karşılamaya çalışıyordu. Ancak takım savunmaları yetersiz olduğundan çok sayıda duran top fırsatı verdiler rakibe. Ve de bir kornerden golü yediler. Beşiktaş bu golden sonra saha içi organizasyonu yetersiz rakibinin açılmasıyla beklediğinin de dışında çok elverişli bir ortam yakaladı. Ve güzel bir kontratak golü ile de skoru garanti altına aldı.
Bu devrede ön plana çıkan iki isim vardı. Birincisi Atiba. Her zamanki gibi etkili presini yaparken ileriye de olumlu servisler yaptı. Ve de takımını öne geçiren golün sahibi oldu. Querasma da son derece hareketli futboluyla, zaman zaman kanat da değiştirerek hem rakip savunmanın yerleşme düzenini bozdu, hem de ikinci golün asistini yaptı. 
Beşiktaş ikinci yarıya da hızlı başladı. Ama ilerdeki en aktif oyuncu Quaresma'nın sakatlanmasıyla etkinlikleri biraz sınırlandı. Kopuk kopuk da olsa gole yakın ataklar devam etti. Bir defans hatasında Gomez ile farkı üçe çıkarıp, işi bitirdiler.
Ondan sonra oyun doğal olarak rölanti hale geldi. Bu arada futbolda çok rahat bir maçın dahi beklenmeyen gelişmelere sahne olabileceğini belgeleyen bir tablo ortaya çıktı. Hücumda da çok etkisiz olan Eskişehirspor son dakikada güzel bir gol attığı gibi, uzatmanın sonunda da az kalsın ikinciyi buluyordu.
Şenol Güneş'in bundan sonrası için bir önemli problemi halletmesi gerekiyor. O da orta sahanın önemli isimlerinden Sosa ve Oğuzhan'daki performans düşüklüğü... Beşiktaş gibi hücum zenginliğine alışmış ofansif bir takımda orta sahadaki bu iki oyuncunun kuvvetli ve formda olması çok önemli.

AHMET ÇAKAR: İlk yarıda 4-5 fark olabilirdi

Beşiktaş haftalardır zorlanıyordu. Kazansa bile gol ve gol pozisyonlarını zor bulan bir takım görüntüsündeyken dün gece bu tablo büyük oranda olumlu şekilde değişti. Özellikle ilk yarı 2-0 bitti ama bu yarıda Beşiktaş'ın 4-5 gol atması o kadar kolaydı ki ama olmadı. Özellikle Olcay yavaş yavaş Galatasaraylı Umut'a dönüşmeye başladı. Zaman zaman şanssız, zaman zaman beceriksiz... Çok gol kaçırıyor.
Dün gece Beşiktaş özellikle ilk yarıda rakip Eskişehir'i amansız bir presle boğdu. Kafayı kaldıramadılar. Atiba'nın eski maçlara oranla ileriye doğru oynamasında eksiklik var. Sosa ise haftalardır yok gibi. Dün gece Oğuzhan biraz kımıldadı, biraz organizasyonların içinde yer aldı Beşiktaş çok pozisyon buldu. 
İlk gol bir duran toptan geldi. Atiba iyi vurdu. İkinci golde de ciddi kalite özelliği var. Quaresma'nın soldan ters ayakla yaptığı ortaya Gomez kafayı ancak öyle vurursa gol olabilirdi ve de öyle oldu.
İkinci yarı Beşiktaş'ın presi kalktığında rakip rahat rahat oynamaya başladı. Bloklar açıldı ve Eskişehir topa daha çok sahip olup pozisyon yaratmaya başlamıştı ki defansın ciddi bir hatası Beşiktaş'a Mario Gomez ile üçüncü golü getirdi. Eğer bu maç, son hafta maçı olsa ve Eskişehirspor'un düşme korkusu olmasa Türkiye'de özellikle son hata çok konuşulurdu. 
Beşiktaş için takım savunması anlamında tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Özellikle presi kaybettiklerinde ve takımın boyu uzadığında hata yapıyorlar, çok fazla pozisyon veriyorlar. Son 3 dakikada maç 3-1 oldu ve pekala da son san-i yede Eskişehirspor 1 gol daha bulabilirdi. Sonuçta Beşiktaş kazanması gereken bir maçı kazanıp yoluna devam etti. Hakem Mete Kalkavan'ı genel olarak beğendim. Ufak hatalar yapsa da oyunculara güven telkin ediyor ve sakin kararlar veriyor.

METİN TEKİN: Hücum harika ama savunma!

Maçta Fenerbahçe ve Konya yenilgilerinin stresi var mıydı? 
Ben ona öyle bakmıyorum ama çok önemli bir galibiyet olarak görüyorum Eskişehir maçını. Tabii ki Fenerbahçe yenilgisi sonrası hemen gelen lig maçını da önemli hale getiriyor bu galibiyet. Stresi değil ilk devreyi değerlendirirsek; geçmiş günlerdeki o üretkenliği vardı Beşiktaş'ın. Özellikle oyunu 1-0'a getirdiğinde Beşiktaş ile oynamak gerçekten çok zor. Çünkü pozisyon bulmada, üretmede farklı bir takım haline geliyor. Dün de bunu gördük.
Oyunu koparacak skoru yakaladıktan, maç 3-0'a geldikten sonra 3-4 tane pozisyon vermesi ise Beşiktaş'ın zaafiyeti idi. Hatta Eskişehir maçı 3-2'ye getirecek pozisyonu bile buldu. Beşiktaş bunu düşünmeli. Üretkenlik sorunu yoktu ama oyun koptuktan sonra verilen bu pozisyonlar bir anda rakibi maçın içine sokar. Bu anlamda Beşiktaş dikkatli olmalı. Savunmadaki hataları yeni ikiliye bağlayabilirsiniz ama ben öyle düşünmüyorum. Sadece oyun konsantrasyonundaki düşüklükten kaynaklandığını görüyorum. 

Bireysel olarak öne çıkan futbolcular kimlerdi? 
Öne çıkan isim oyundan çıkana kadar Quaresma, ilk yarıda doğruları yapan Sosa ile Gomez'in golcü kalitesi ve kimliği. Attığı ilk golde harika bir servis yaptı Quaresma ama Gomez'in kafa tekniği her santrforun yapacağı iş değildi. Oğuzhan da biraz kıpırdandı bana göre. Tolgay'a da parantez açmak istiyorum. Daha fazla dakika bulabilirse ligin finalinde Beşiktaş'a katkı sağlayacaktır. 

Rize ve Trabzon deplasmanları şampiyonluk yarışını nasıl etkiler?
Beşiktaş'ın ligde finale gidişatı Karadeniz'de şekil alacak diyebiliriz. Çaykur Rizespor ve Trabzonspor deplasmanları bu şampiyonluk yarışında kesinlikle belirleyici bir dönüm noktası olacaktır Beşiktaş için.