Yazarlar Fenerbahçe-Akhisar Bld. maçını yorumladı
usta yazarlar Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında oynanan ve Fenerbahçe'nin 2-0 yendiği Fnerbahçe-Akhisar Bld. maçını yorumladı.
ERMAN TOROĞLU
Volkan Şen'i geç keşfetti
Fenerbahçe eğer maçta öne geçerse rakip için zor anlar başlıyor. Maçı iyi kilitliyorlar. Arkada oynayan 4 kişi hiç macera yapmıyor ve aramıyorlar. Aldıkları ilk topu en kestirme yerden orta sahaya veriyorlar ve görev yerlerine dönüyorlar. Eğer rakip baskı yaptıysa, oyun kurmak gibi saçma sapan işlere girmiyorlar. Baskıyı gördüklerinde taç çizgisine, aut çizgisine dönüşle en kestirme şekilde topu oradan dışarı atıyorlar. Bence de doğru olanı yapıyorlar. Fenerbahçe'nin diğer takımlardan farkı şu; Hangi rakip olursa olsun sahada en az onlar kadar koşarlar. Öyle olunca da zaten otomatik olarak rakipleri arasındaki kalite farkı ortaya çıkıyor. Ve işlerini bitirmek kolaylaşıyor. Fenerbahçe'nin bir şansı sağ ve soldaki iki kenar adamının çok iyi olması. Aslında iki adamın değil, yedekler dahil 4 adamın da iyi olması. Dün gecenin kahramanı Şener'di. Şut atmayı denedi, şansı da yaver gitti, gol oldu. İkinci gol pozisyonunu çok iyi yarattı. Biraz geç oldu ama Pereira, Volkan Şen'i geç de olsa keşfetti. Yalnız Volkan'a bir tavsiyem var. Gereksiz yere rakiple ve hakemle oynuyorsun. Güzel futbolunu yaptığın jestlerle sevimsiz hale sokuyorsun. Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, Nani'ye fazla hemşehri kıyağı çekmişti. Yavaş yavaş onu da tahrik edip, iyi futbol oynamaya zorlayacaktır. Çünkü rekabet artarsa bundan takım fayda görür. Bu saatten sonra artık hem iyi futbol oynayacağım, hem maçı kazanacağım olmaz. Önüne ne koyacaklarsa, onu yiyeceksin. Fenerbahçe bu yemeği böyle yapıyor ve yiyor. Sezon sonu yaklaştıkça gerginlik de artacaktır. Zaten Fenerbahçe de iyi futbol oynamıyor, iyi mücadele ediyor. Artık ondan da iyi futbol beklemeyeceksin. Dün de yavan bir futbol oynadılar ama netice 3-0... O zaman teknik direktör de haklı, futbolcular da... Akhisar Belediye'de bir düşüş var. Topu çok fazla eveleyip geveliyorlar. Süratli hücuma çıkamıyorlar. Öyle olunca da hele böyle büyük takımlar sana bu tarz oyunla ekmek yedirmezler.Bunların arka taraflarına çok çabuk ve süratli çıkacaksın. Ancak öyle kazanırsın. Böyle mehter takımı gibi iki ileri, bir geri oynayarak değil. Kupadaki Galatasaray maçı ve bu maç dahil Akhisarlı bazı oyuncular takımlarına
Ahmet ÇAKAR
Maçta düğümü Şener çözdü...
Dün gece zor gibi görünen maçı Fenerbahçe çok rahat alıp yoluna emin adımlarla devam etti. Herkes ama herkes sahanın kötülüğünden dem vuruyordu. Haklıydılar... Bu tür sahalar, kazanmak zorunda olan, üstelik top oynayarak, pas yaparak kazanmak zorunda olan takımlar için büyük dezavantajdır. Ama her ne kadar Akhisar Belediyespor eli-yüzü düzgün, iyi bir takım olmuş olmasına rağmen dün gece Fenerbahçe ile baş edemedi. Dünkü maç için teknik anlamda yorum yapmanın fazla bir anlamı yok. Çünkü zemin şartları takımları farklı stratejilere itti. Bunlardan biri de uzaktan şutlar ya da duran toplardı. İşte düğümü çözen adam Şener oldu. Sezon başı direkt oynuyordu, üstelik Milli Takım'ın sağ tarafı da ona emanetti. Sonra Gökhan iyileşti, Şener yedeğe düştü ama o yılmadı, çalıştı ve dün gece de maçın yıldızı oldu. 30 metreden öyle bir gol attı ki belki de sezonun en iyi gollerinden birine aday olacak. Yine ikinci devre sahada parlayan Şener oldu. Rakip sol bekin sağından atıp solundan geçti, sahanın iyilerinden Volkan'a harika bir pas çıkarttı, o da ikinci golü yapıverdi. Böyle maçlarda hele hele deplasmanda ikinci golü bulmak çok önemli. Maç o anda hemen hemen bitiveriyor. Tıpkı rakip direnç ve motivasyonunun bir anda bittiği gibi. Bir ufak parantez de Kjaer'e açalım. Belki de Fenerbahçe'nin en iyi transferlerinden biri ve aynı zamanda da en istikrarlı oynayanların başında geliyor. Alper de öyle. Son haftalarda o da bir çıkış içinde. Fenerbahçe son saniyede sonradan oyuna giren Fernandao ile de üçüncü golü bulup hem kazasız belasız İstanbul'a döndü hem de emin adımlarla yoluna devam etti. Hakem Hüsiyen Göçek için çok zor bir maç olmadı. Her maçta olabilecek ufak tefek hatalar dışında o da oldukça başarılı bir maç yönetti.
GÜRCAN BİLGİÇ
Şen, Şener, Şen ola!
Kendi içinde taşıdığı heyecana rağmen iki takım açısından da sıkıcı ve eziyetli bir ilk yarı izlerken, Şener şartları zorlayarak tabelayı değiştirdi. Mesafeyi düşünmeden, inanarak ve görerek şutunu çekti. Sadece skordaki dengeyi bozmadı, Akhisar'ın da genetiğiyle oynadı o anda. Artık yeni bir hikaye vardı. Zemin; oynamak isteyen her takım için problemli. Büyüklere karşı oynadığı maçlarda daha çok"bozmayı" düşünen Akhisar'ın 12. oyuncusuydu elbette. Bu nedenle geriye düşmek, negatif şartlardan da vazgeçmek anlamındaydı. Sadece planların değil, tarzın ve sistemin de değişmesi gerekiyordu. Fenerbahçe Volkan Şen dışında tempoyu zorlamadı. Van Persie'yi maç içinde sadece kontrol etmekle görevli savunmalar görüyordu, ortalarda yoktu. Top getiren yok, pas veren yok, pasla kaleye gitmek isteyen yok, dolayısı ile Van Persie de yok ortalarda. Diego'nun topu sürekli ikinci bölgede istemesi de devam ediyor. Yaratıcı ve etkili bir oyuncuyu, kaleye yakın noktalarda topla buluşturmanız gerekiyorken, uzaklara taşıyıp, aynı görevi başkasının yapmasını istiyorsunuz. Resmen kaynak israfı. Buna karşın üç temel oyuncusu değişen defansta hiçbir sorun yaşamıyor Fenerbahçe. Hatta golü ve asisti de Şener üretiyor. Souza-Topal ikilisinin, Akhisar'ın tüm atak isteklerine darbeli müdahaleler yapmasıyla işleri de rahatladı. Tempoya izin vermeden, kendi iç güdüleriyle galibiyete odaklanan takım yapısı işini tıkır-tıkır yapıyordu dün gece. Üç günde bir maç etabında, üstelik zorlu rakipler karşısında, üst düzey mücadeleyle gidiyorlar yollarında. Elbette bu; iyi oyundan ziyade, iyi sonucun önemseneceği maçları getiriyor önümüze. Akhisar'ın da Galatasaray deplasmanından sonra bu maça geldiğini ve yıprandığını da belirtmek gerekir. Bu maçın ve saha şartlarının özelinde Fenerbahçe'nin önceki deplasman performanslarından farklı olamadığını söylersek yanılmayız ama "niye böyle?" diye de soramayız. Hem eksikleri, hem de zemin nedeniyle. Kazanmak gerekiyordu, başardılar.