"Yenidoğan çetesi" skandalı: CHP, 4 isim hakkında suç duyurusunda bulundu
"Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan, bu oluşumlara göz yuman AKP bu işin baş sorumlusudur. SGK'yı dolandırmak ve daha fazla kar amacıyla masum bebeklerimizin ölümüne sebebiyet veren bu çete cezalandırılmalı, sonuna kadar mücadele edilmelidir"
CHP, yenidoğan çetesiyle ilgili eski Sağlık Bakanları Mehmet Müezzinoğlu ve Fahrettin Koca ile dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hakkında ''görevi kötüye kullanma” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, "Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan, bu oluşumlara göz yuman AK Parti bu işin baş sorumlusudur. SGK’yı dolandırmak ve daha fazla kar amacıyla masum bebeklerimizin ölümüne sebebiyet veren bu çete cezalandırılmalı, sonuna kadar mücadele edilmelidir" dedi.
CHP, Sıhhiye Adliyesi'nde eski Sağlık Bakanları Mehmet Müezzinoğlu ve Fahrettin Koca ile dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hakkında ''görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu öncesinde Ankara Adliyesi önünde CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeliha Aksaz Şahbaz ve Gamze Taşçıer, CHP Samsun Milletvekili Murat Çam, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba ve CHP avukatlarının katılımıyla açıklama yapıldı.
'Yenidoğan çetesi' soruşturmasının başlamasına neden olan CİMER şikayetine değinen Aksaz Şahbaz, "Bu ihbarın öncesi ve sonrasında aylarca bebeklerin ölümüne sebebiyet veren çetelerin, hastanelerin yasa dışı faaliyetlerine göz yumulmuş ve hastanelerin kapatılması için Cumhuriyet savcılığının fezlekesi beklenmiştir" dedi.
"İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, hastanelerle ilgili bir işlem yapmamış ve çetelerin eylemlerine devam etmelerine izin vermiştir"
Aksaz Şahbaz, şunları söyledi:
"İstanbul’da 19 özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım servislerinde tedavi edilmekte olan 10 bebeğimiz, SGK’yı dolandırmak ve kamu kaynaklarını yağmalamak amacıyla çete kuran zanlıların eylemleri sonucunda hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
10 masum bebeğimizin katledildiği dönemde bu hastanelerde denetleme yapan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü personeli usulsüzlükleri, yanlış tedavileri görmelerine karşın bu hastanelerle ilgili bir işlem yapmamış ve çetelerin eylemlerine devam etmelerine izin vermişlerdir. Öyle ki özel hastaneleri denetlemeden sorumlu İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri Cumhuriyet Savcılığı’na verdikleri ifadede '2023 yılı başında yaptıkları denetlemelerde, uygulanan tedavilerde, yapılan işlemlerde usulsüzlük olduğunu gördük, ekpikrizleri boş, eksik, doldurulmamış dosyalar vardı’ şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu ifade 2023 yılı başında bu hastanelerdeki usulsüzlükleri tespit eden İl Sağlık Müdürlüğü’nün 27 Mart 2023 tarihli isimsiz CİMER ihbarı sonucunda durumu Emniyet Müdürlüğü’ne bildirmek zorunda kaldığını, CİMER ihbarı olmasa hiçbir işlem yapmayacaklarını göstermektedir. Öyle ki 16 milyonluk bir şehir olan İstanbul’un yeni doğan yoğun bakım servislerinde yatacak hastaların sevk işlemleri bir ambulans şoförü ile iki sevk memuruna bırakıldığı, çetenin istediği gibi eylemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu ihbarın öncesi ve sonrasında aylarca bebeklerin ölümüne sebebiyet veren çetelerin, hastanelerin yasa dışı faaliyetlerine göz yumulmuş ve hastanelerin kapatılması için Cumhuriyet savcılığının fezlekesi beklenmiştir.
"Bu oluşumlara göz yuman AKP bu işin baş sorumlusudur"
Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan, bu oluşumlara göz yuman AKP bu işin baş sorumlusudur. SGK’yı dolandırmak ve daha fazla kar amacıyla masum bebeklerimizin ölümüne sebebiyet veren bu çete cezalandırılmalı, sonuna kadar mücadele edilmelidir. Bu işlemlerde ihmali olan, çetelerin bebekleri katletmesine zemin hazırlayan ve seyirci kalan Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında da bir an önce soruşturma başlatılmalıdır. Sayıştay 2012 raporlarında özel hastanelerin yoğun bakım servislerinde yatak sayısından daha fazla hasta bakmış göstererek fatura düzenleyerek SGK’dan para talep ettiği belirtilmektedir. Bu durum olayın 2012 öncesinde gerçekleştiğini ve uzun yıllar devam ettiğini göstermektedir.
Bu nedenlerle, şu anki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanında dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Mehmet Müezzinoğlu, Fahrettin Koca da bu işlemlerden sorumludur. Bu nedenlerle haklarında suç duyurusunda bulunuyoruz. Mevcut Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu bakanlık içinde soruşturmayı yöneten müfettişlerin amiri konumundadır. Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için bir an önce istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Aksi takdirde olay münferit bir kriminal olay gibi görülecek ve çete mensuplarının cezalandırılması ile kapatılacak, Sağlık Bakanlığı’nın bu olaydaki ihmali ve sorumluluğu göz artı edilerek, benzeri yeni olaylara zemin oluşturacaktır.
"Bu sistemin baş sorumlusu olan Recep Akdağ’ın hiç suçu yok mu?"
Şahbaz’ın ardından söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, şöyle konuştu:
“Sadece bu iddianamede adı geçen kötü insanların ceza alması yeterli mi? Bu yaşanan olayın sorumlusu sadece bu kişiler mi? Bir buçuk yıl önce bu olayı bilmesine rağmen CİMER’den şikayet gelene kadar kılını dahi kıpırdatmayan İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin hiç mi suçu yok? Bugünün Sağlık Bakanı o günün İl Sağlık Müdürü, CİMER’den şikayet gelene kadar işlem yapmadıysa onun hiç mi suçu yok? Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘bir buçuk yıl büyük bir titizlikle bu olayı takip ediyoruz’ derken, bu teknik takip yapılırken yedi çocuk ölüyor ve Bakanlık buna seyirci kalıyor. Bu Bakanlığın hiç mi suçu yok? Yine aynı şekilde ‘Sağlıkta Dönüşüm’ adı altında sağlığı piyasalaştıran, kamu denetimini ortadan kaldıran ve bu sistemin baş sorumlusu olan Recep Akdağ’ın hiç suçu yok mu? Sadece bu kişiler mi suçlu? Bu bakanları atayan, ‘Devleti şirket gibi yöneteceğim’ diyen, bu ülkede yaşayan her şeyin sorumlusu olan tek adamın hiç mi suçu yok? Bu işin siyasi boyutunu, idari boyutunu, idari makamlarda olup da hesap vermeyenlerin görevi kötüye kullanmalarına da müsaade etmeyeceğiz. Her şeye rağmen bu ülkede adalete, sağlığa güvensizliğin olduğu bir ortamda her şeye rağmen yürekli savcıların cesur hakimlerin olduğu umuduysa bu sürecin takipçisi olacağız” diye konuştu.
"Bu ölen çocukların annelerinin gözyaşlarında boğulun"
CHP Samsun Milletvekili Murat Çam da "Olay 2002’de başlamıştır. ‘Doktor efendi’ diye başlayan hikaye, ‘Ben doktorlara iğne yaptırmam’ diyerek devam edip sağlık emeğinin piyasalaştırıldığı, halkla sermayenin bu konuyu kendi arasında çözmesinin beklenildiği bir sürece doğru devam etmiştir” diye konuştu.
25 yıldır kadın doğum uzmanlığı görevini yaptığını kaydeden CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba ise şunları söyledi:
"Bir anne babanın çocuk sahibi olabilmek için çektiği eziyetleri en iyi bilen insanlardan birisiyim. Dokuz ay anne, karnında çocuğunu taşıyor. Tam mutlu oluyor derken bir şebekenin eline düşüyor. Kimler tarafından, hastayı müşteri olarak gören bu sistem tarafından. Biz bunun sonuna kadar takipçisi alacağız. Bu buz dağının görünen bölümü. 2002 yılından bu yana sağlığı parasallaştıran, özel hastane sistemini getiren, bugün yenidoğan yoğun bakım sayısını hastanelere peşkeş çeken Sağlık Bakanı direkt suçludur. Bu ölen çocukların annelerinin gözyaşlarında boğulun."