Bugün burada toplanma sebebimiz on beş yıllık AKP iktidarının özelleştirmeler ile yaratmış olduğu yıkımın faturasını gözler önüne sermektir. Arkamızda görmüş olduğunuz atıl, virane ve yıkık bir şekilde bırakılmış mekan Sümerbanka ait basma fabrikası idi. Özelleştirme masalı ile atıl hale getirilen bu fabrika Cumhuriyet tarihimizin ilk fabrikalarından biridir. Yoksul halkımızın dişinden tırnağından artırarak ülkemizin güzide liman kentlerinden olan İzmir'den dünyaya açılan bir üretim merkezi idi.
Bugün arkamızda görmüş olduğunuz fabrika yıkılmış, yağmalanmış, üretemez hale getirilmiş durumdadır; tıpkı ülkemizin ekonomisi gibi. Özelleştirme masalları ile yok edilen üretim gücümüz, taşeronlaşmaya, dışa bağımlılığa, yoksulluğa ve yoksunluğa dönüşmektedir. Her geçen gün gelir adaletsizliği artmakta, gençlerimiz iş bulmamakta ülkemizin en önemli kazanımı olan fırsat eşitliği yok olmuş durumdadır.
AKP iktidarı şimdi de Şeker Fabrikalarını özelleştirmeye çalışmaktadır, halkımızın sağlığı ile doğrudan alakalı bu durum kabul edilemez. Ülkemizde artık bir tek fabrikanın satılmasına, insanlarımızın işsiz kalmasına, halkımızın sağlığının duyarsızca yok edilmesine tahammülümüz yoktur.
Kapatılan her fabrikanın sonunun ne olduğu arkamızda bir anıt gibi durmaktadır, artık buna izin vermeyeceğiz.
İzmir ülkemizdeki genç işsizlik oranının en yüksek olduğu kentlerden biridir. En yakıcı sorunlardan biri haline gelen işsizlik sorununu çözmek adına iktidar ne gibi çözüm önerileri üretmektedir?
Ülkede yalnızca rant ekonomisi yaratarak, fabrikaları ve ele geçen ne varsa yurt dışına satarak üreten ve güçlü bir ülke yaratılabilir mi?
Ülkemizde iktidarın yaratmış olduğu baskı ve korku ortamı ile halkımız sindirilmeye çalışılmaktadır. Hukukun askıya alındığı, özgürlüklerin yok edildiği, demokrasinin akıbetinin belirsizleştiği ülkemizin ekonomik olarak başarılı olması yalnızca bir masaldan ibaret olabilir.
Biz bu yıkımın karşısında olacağız. Direneceğiz. Değerlerimizin yok olmasına izin vermeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kapanan değil, açılan fabrikalar olacak. Rant ekonomisi değil üretim ekonomisi olacak. Gençlerimiz işsizlik ve yoksulluk altına yok olup gitmeyecekler. Umudun ve huzurun olduğu bir ülke yaratmak boynumuzun borcudur.
YORUMLAR