Antmen yaptığı basın açıklamasında “Adana, Mersin, Hatay ve Şanlıurfa başta olmak üzere özellikle Türkiye’nin Güney illerinde ortaya çıkan görüntüler çok vahim. Ellerinde döner bıçaklarıyla, satırlarla ve sopalarla yürüyüş yapan bir grup Suriyelinin otomobillerinde '515' sayısı yer aldı. Peki ne bu 515? Bu grupların bir süreden beri değişik illerde örgütlendikleri ve faaliyet gösterdikleri belirtiliyor. Yani şiddet hızla artıyor. Tehlike hızla yaklaşıyor” dedi.
Antmen 20 Aralık 2021 günü açıklanan döviz garantili mevduata ve bu nedenle aynı günde hızla düşen dolar kuruna da değinerek “20 Aralık 2021 gecesi dolar manipülasyonu ile zengin olanlar, onlara önceden haber verenler lüks konutlarında ve paralarıyla mutlu. Vatandaşımızın ufak ve hatta son birikimleri de gasp edildi. Bunların kimler olduğuna dair verdiğimiz araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bu da kimlerin kimlerle ortak olduğunun açık kanıtı. Ekonomi Bakanı Sayın Nureddin Nebati ne dedi? 20 Aralık gecesi ufak yatırımcı ‘çarpıldı’ dedi. Değerli basın mensupları sizlerin aracılığı ile soruyorum, sizlere de soruyorum; çarpılmak kelimesini kim kullanır? Çarpmak kelimesini kim kullanır? Bunu da takdirinize bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
Alpay Antmen’in açıklamasında öne çıkanlar şunlar;
ÜLKENİN İÇ BARIŞI VE HUZURU TEHLİKEDE
“Ülkemizin iç barışını ve huzurunu ilgilendiren çok önemli bir konu var. Döner bıçakları ve sopalarla ülke içerisinde 515 sayılı logolarla şehirlerde gezenler kimler? Tehlikenin farkında mısınız? İktidar muhalefeti takip etmekten, muhalifleri dinleyip izlemekten asıl bakması gereken yeri görmüyor. Bu gruplar, kendilerini sosyal medya üzerinden açıklamaktan çekinmeyen; tehditkar ve saldırgan bir yapıya sahip. Ülkemizde geniş coğrafyaya ve her ilde yayılmış milyonlarca sığınmacının olduğu göz önüne alındığında; bu grupların bulunup faaliyetlerinin engellenmesi ve ülkedeki huzuru bozacak eylemlerinin önlenmesi gerekmektedir. Tek bir vatandaşın tırnağına zarar gelse bunun sorumlusu tek adam rejimidir. Yine aynı şekilde; davulla, zurnayla huzurla uğurlayacağımız sığınmacıların ülkemizde oldukları müddetçe can güvenliklerini korumak da iktidarın görevidir”
İKTİDAR KADIN KATİLLERİNE CESARET VERİYOR
“En son Meslektaşım Avukat Dilara Yıldız kendisini uzun süredir tehdit eden Oktay Yıldız tarafından katledildi. Mersin’de Raziye Oskay kardeşimiz yine erkek egemen ve eril dilin oluşturduğu politik iklim nedeniyle hayatını kaybetti. ktidar, bu şiddetin ve cinayetlerin nedenlerini ve önleme yollarını bulmakla yükümlü. Ancak kadınla erkeği eşit görmeyen ve bunu da açıkça ifade eden bir iktidarın olduğu toplumda şiddet haliyle normalleşir. Kadın katillerine ceza indirimi yapılırsa elbette bu birtakım karanlık kafalara cesaret verir. Kadına şiddet aslında her yerde. Sokakta, otobüste, işyerinde, televizyonda, sinemada, çarşıda, gazetede, radyoda, okulda ve hatta Mecliste bile var. İşte bu şiddet dili, bakışı, davranışı en sonunda fiziksel şiddette ve hatta cinayette kendine vücut buluyor. Saray iktidarı eril bakış açısıyla yine tarikat baskısıyla İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmış, bu da kadına karşı şiddettin ve cinayetlerin önünü açmıştır. Hep söylüyoruz bir daha tekrarlayayım; kadın cinayetleri politiktir. Kadın cinayetleri bireysel işlenmiyor. Cinayetler bir sonuçtur. Neyin sonucu? Egemenlerin eril, şiddet içeren ve kadını 2. Sınıf insan gören bakış açısının sonucudur”
YORUMLAR