CHP’li Bakan’dan ‘Suriyeliler’ açıklaması: Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleriyle ilgili konusundaki “Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin; ekonomimize, ticaretimize, üretimimize ve 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız. " dedi.

08 Ocak 2025 - 16:07

“Türkiye, madem Suriye’nin yeniden inşasında rol üstlenecek, sığınmacıların ülkelerine dönmesi noktasında da aynı tutumu göstermeli” diyen CHP’li Bakan, iktidarın hızla sığınmacıların geri dönüş süreçlerini hızlandırmak için kapsamlı, teşvik edici ve zorlayıcı politikaların uygulanması gerektiğini, kararlı ve sınırları belli bir uygulama olmazsa kimsenin ülkesine dönmeyeceğini söyledi.

 

Bakan, “Suriyelilerin, Türkiye’nin demografik ve sosyal yapısını olumsuz yönde etkilediğini ve çok yüksek bir ekonomik maliyeti olduğunu cesurca ifade etmek gerekiyor. Bunu bu şekilde söylemek ve Suriyeli sığınmacıların bir taraftan teşvik diğer taraftan zorlayıcı tedbirler ile ülkelerine dönmelerini talep etmek ırkçılık değildir. Türkiye fazlasıyla kaynak ayırdı, fazlasıyla misafirperverlik gösterdi. Herkes kendi vatanında var olsun, vatanlarının inşasında görev alsınlar. Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler ve kendi ülkelerinde mutlu yaşasınlar” dedi.

 

CHP’li Murat Bakan’ın açıklaması şu şekilde:

 

Türkiye, madem Suriye’nin yeniden inşasında rol üstlenecek…

“Biz hiçbir zaman ‘3 milyon kişiyi otobüslere, trenlere doldurup ülkelerine gönderin’ demedik. Bu insanlar yıllardır ülkemizdeler, burada ev kurdular, yuva kurdular, iş kurdular. Ancak Esat’ın zulmünden kaçıp gelmişlerdi, Esat gitti, artık ülkelerine dönmeliler. Türkiye, madem Suriye’nin yeniden inşasında rol üstlenecek, kendi ülkesindeki sığınmacıların ülkelerine dönmesi noktasında da aynı tutumu göstermeli; bu insanların makul bir sürede evlerini taşıyabilecekleri, işlerini tasfiye edebilecekleri ve ülkelerine dönebilecekleri bir süreci başlatmalı. Suriye’de Esad rejiminin düşmesi, sığınmacıların büyük bir yük ve demografik risk olarak görüldüğü birçok ülkede hızlı aksiyonların alınmasına yol açtı. Almanya, Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Yunanistan, Hollanda, İtalya, Norveç, İsviçre, Finlandiya, İsveç, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka gibi ülkeler, Suriyelilere yönelik sığınma başvurularını askıya aldıklarını açıkladı. Ayrıca, pek çok ülke sığınmacıların geri dönüşlerini hızlandırmak için alacakları tedbirleri kamuoyuyla paylaştı, bunun ötesinde Almanya ve Birleşik Krallık, göçmen kaçakçılığını engellemek amacıyla ortak bir eylem planı üzerinde anlaştı. Buna karşın, Cumhurbaşkanı, dönüşleri hızlandıracak politikalar ya da zorlayıcı tedbirler açıklamak yerine, ‘Burada kalmak isteyenlerin başımızın üstünde yeri var’ gibi ifadeler kullanıyor. Bu tür açıklamalar, bırakın mevcut sığınmacıların geri dönüşlerini, onların Türkiye’de kalışlarını pekiştirir ve hatta yeni sığınmacıların gelmesini teşvik eder. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in 19 Aralık’taki, ‘Suriye’ye dönüşler henüz arzu edilen seviyede değil’ açıklaması da bu durumu teyit ediyor.

 

Kapsamlı, teşvik edici ve zorlayıcı politikalar uygulanmalı

İktidarın hızla sığınmacıların geri dönüş süreçlerini hızlandırmak için kapsamlı, teşvik edici ve zorlayıcı politikalar uygulaması gerekiyor. ‘Cebine bin euro koyup gönderelim’ yaklaşımı da ‘trafik cezasını ödemedin’ diye gitmek isteyenlerin çıkışlarına izin verilmemesi uygulaması da yanlış. Bir takvim belirleyip, geri dönüşü teşvik edecek seçenekler sunmalısınız.  Burada iş kuranlara ayrı, çalışanlara ayrı süre verebilir. Türkiye’de doğanlara vize kolaylığı gibi bazı imkanlar tanınabilir. Bir takvim ortaya koyulmalı. Örneğin; bir yıl sonra çalışma izinleriniz ya da muafiyetleriniz iptal edilecek gibi bir zaman sınırlaması ortaya koyulmalı ki insanlar ülkelerine gidip yaşam koşullarının oluşup oluşmadığına baksın, dönsün bura kurduğu yaşamı planlayıp ailesi alıp ülkesine dönsün. Aynı zamanda geri dönüşü sağlayacak zorlayıcı tedbirler de alınmalı. Örneğin; ülkesine dönmeyen Suriyelilerin Türkiye’deki sağlık, sosyal güvenlik gibi birtakım hizmetlerden yararlanmaları noktasında kısıtlayıcı ve zorlayıcı tedbirler uygulanabilir. Kararlı ve sınırları belli bir uygulama ortaya koymazsanız, kimse ülkesine dönmez ve sığınmacı krizi hem maddi hem manevi olarak topluma yük olmaya devam eder. Bu sürecin başlatılmamasının ve iktidarın hala bir şekilde Suriyeli sığınmacıların burada kalmalarına yönelik verdiği desteğin bir yorumunun da; bir yandan onları AB’den para koparmak için araçsallaştırdığı, diğer yandan da gerektiğinde Batı’ya karşı ‘kapıları açarız tehdidini’ elinde tuttuğu olduğunu söylemek gerekiyor.

 

Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler

Cumhurbaşkanı’nın Suriyeli sığınmacıların ülkemize ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zenginlik kattığı yönündeki görüşüne katılmak da maalesef mümkün değil. Sosyal ve kültürel olarak zaten entegre değiller, kendi gettolarında yaşıyorlar. Ekonomik olarak ise neredeyse tamamı kayıt dışı çalışıyor. İLO, TİSK, TEPAV gibi birçok farklı STK ve sendikanın Suriyelilerin Türk iş gücü piyasasındaki yeriyle ile yaptığı araştırmaların vardığı ortak sonuç; Suriyelilerin oluşturduğu iş gücünün, eğitimi ve mesleki uzmanlığı düşük seviyedeki kişiler ve genelde gençlerden oluşan bir kitle olduğu, genel olarak düşük vasıflı sayılan beden gücüne dayalı işlerde çalıştıkları ve yaklaşık sadece yüzde 3’ünün kayıtlı olarak çalıştığı, yani yüzde 97’sinin kayıt dışı çalıştığı yönünde. Suriyeli sığınmacıların ülkemize ekonomik ya da sosyo-kültürel olarak katkıları olduğunu söylemek gerçekçi değil. Suriyelilerin, Türkiye’nin demografik ve sosyal yapısını olumsuz yönde etkilediğini ve çok yüksek bir ekonomik maliyeti olduğunu cesurca ifade etmek gerekiyor. Bunu bu şekilde söylemek ve Suriyeli sığınmacıların bir taraftan teşvik diğer taraftan zorlayıcı tedbirler ile ülkelerine dönmelerini talep etmek ırkçılık değildir. Türkiye fazlasıyla kaynak ayırdı, fazlasıyla misafirperverlik gösterdi. Herkes kendi vatanında var olsun, vatanlarının inşasında görev alsınlar. Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler ve kendi ülkelerinde mutlu yaşasınlar.”

 

Bu haber 139 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Tugay Torbalı’da koordinasyon toplantısı düzenledi
Başkan Tugay Torbalı’da koordinasyon toplantısı düzenledi
Başkan Tugay: Tepkiyi asıl sorumlulara gösterin
Başkan Tugay: Tepkiyi asıl sorumlulara gösterin

AZRAİLLE DANS Film Fragmanımız Yayında. 25 Mayısta vizyona girecek olan filmimize 7 den 70 e herkesi bekliyoruz. www.azrailledansfilm.com @pelinsinan @tugbaozay10 @sinanbengier @yukselti @gaziseker @estrellacasado @gokhanoguztimurofficial #movie #movies #film #tv #camera #cinema #fact #didyouknow #moviefacts #cinematography #screenplay #director #actor #actress #act #acting #movienight #hollywood #netflix #heartsonfire #rockyiv #scarymovie #pamelaanderson #jennymccarthy #davidzucker #blonde #thering #nosleep #arielwinter #celebrity

Azraille Dans (@azrailledansfilm)'in paylaştığı bir gönderi ()