CHP Parti Meclisi Üyesi Devrim Barış Çelik, “Esnaf nefes alamaz hale geldi. Vatandaş tükenme noktasında” dedi.
Çelik, geçtiğimiz günlerde AK Parti’lilerin kullandığı “kuru ekmek varsa aç değiller” ifadesine tepki göstererek, “İnsanlar pazar yerlerinden çürük meyve sebze topluyor. Çöpten ekmek arıyor” diye konuştu.
Çelik, işsizliğin vatandaşı tükenme noktasına getirdiğinin altını çizerek, “İçinde bulunduğumuz Pandemi koşullarının iktidar tarafından iyi yönetilememesi, AKP’nin izlemiş olduğu dış politikadan eğitime, istihdam politikalarından ücretlere kadar yanlış ekonomi politikaları ile geldiği noktada, 10 milyonun üzerine çıkan işsizlik artık vatandaşı tükenme noktasına getirdi. Ülkemizde yediden yetmişe herkes mutsuz, huzursuz! Esnafımız yanında çalışanın maaşını ödeyemiyor, SGK primlerini, kirasını ödeyemiyor, kepenk kapatıyor. Öğrenciler KYK borcunu nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Çalışanların büyük kısmı işsiz kaldı ya da ücretsiz izne çıkarıldı. Vatandaş kredi kartlarını, banka kredilerini ödeyemiyor. Esnafın veresiye defterini kapatamıyor. Hükümetin kısa çalışma ödeneği adı altında verdiği komik rakamlarla vatandaş evini nasıl geçindirsin?” sözlerine yer verdi.
CHP’NİN 17 MADDELİK ÇÖZÜMÜ
Çelik 2021 görüşmelerinde AKP’nin vatandaşa bir faydası olamayacağının bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin her noktasına heyet gönderdi. İlçe ilçe gezerek esnafı, vatandaşı dinlendi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak esnafımıza yönelik 17 maddelik çözüm önerisi hazırladık. ‘Esnaf Bakanlığı kurulsun, sicil affı çıkartılsın, esnafımızın kullandığı krediler faizsiz ve ödeme gücüne göre taksitlendirilsin, kiralardan stopaj kaldırılsın, sosyal güvenlik primleri işyerlerinin kapalı olduğu dönemde Hazine tarafından karşılansın, salgın sürecinde haksız-insafsız ceza yazılmasın, devlet esnafa olan borcunu ödesin’ dedik. Ayrıca, ‘Kısa çalışma ödeneği sorunları giderilsin, kamu kurumları kapalı oldukları müddetçe kiracısı olan esnaftan kira almasın, ertelenen vergi ve sigorta primleri salgın sonrasında yeniden yapılandırılsın, icra işlemleri durdurulsun, okul kantinlerinden kira alınmasın, servis işletmecilerinden alınan teminat mektupları iptal edilsin, 6 milyon sokak esnafı güvenceye kavuşsun, zarara uğrayan esnafa kira desteği verilsin’ dedik. Geldiğimiz noktada esnafa ‘günlük 39 TL ile geçinin’ dediler” görüşünü aktardı.
SARAYDA VERİLEN ZİYAFET
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, itibar adı altında Irak Başbakanı Mustafa El-Kazimi onuruna verdiği yemeğe tepki gösteren Çelik, “Esnafımız kan ağlıyor, vatandaşımız çöpten ekmek topluyor, her gün hastanelerde yüzlerce kişi salgın hastalık nedeniyle ölüyor, sağlık çalışanları tükenmiş vaziyette tek bir talepleri bile karşılanmıyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan sarayda misafir ağırlayıp, sazlı-sözlü ziyafet veriyor. Bunun adı da ‘itibar’ oluyor. Daha geçtiğimiz gün Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir televizyon programında ‘İsrafın adını itibar koymuşlar... Yaşamları boyunca itibar eksikliği hissedenler, devletin varlıklarıyla itibar kazandıklarını sanırlar’ demişti. Temsilde tasarruf olmaz diyenlerin, bütçe görüşmelerinde vatandaştan, esnaftan kısılan 2021 bütçesini nerelere harcandığına hep birlikte şahit oluyoruz” açıklamasını yaptı.
HAMZA DAĞ’A TEPKİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın “Esnaf bizden memnun, bizi gördüğü yerde teşekkür ediyor” açıklamasını da eleştiren Çelik, “Milletvekilimiz Sayın Atila Sertel de ‘Gel, birlikte esnafı ziyaret edelim, kim memnun kim değil görelim’ dedi. Bugüne kadar gemisini lafla yürüten Sayın Hamza Dağ, teklifi kabul etti. Üstünden kaç ay geçti, 1 kez gidebildi mi Kemeraltı’na?” sorusunu sordu.
ERKEN SEÇİM SESLERİ
Toplumun her kesiminden “erken seçim” seslerinin yükseldiğini söyleyen Çelik, şöyle konuştu: “Esnaf, işçi, sağlık çalışanı, öğrenci, toplumun her kesiminden vatandaş ‘Erken seçim’ diyor. Kendisi mucidi olduğu Menemen başkanvekili seçimiyle uğraşıyor. Bir de utanmadan, sıkılmadan bu kura çekimini şekil şarta uymadığı gerekçesiyle iptal ettirmeye çalışıyor. Yargı sistemi artık bono da bile şekil şart aramazken, Yargıtay kararları ortada dururken, AKP heyeti ve bizzat kendi önerileri ile fiziki koşullar gereği mutabakata varılan kura şekli ile gidilen seçimde, kura sonucu işlerine gelmeyince idari yargıya başvurmayı kendilerine hak görüyorlar. Tamam anlıyoruz o adli bu idari yargının konusu, demiyoruz ki ortada bir hukuksuzluk varsa hakkınızı aramayın, hukukunuzu korumayın. Ama bir şeyi diyoruz; adil ve vicdanlı olun, hakkaniyeti gözetin, mert durun, sözünüzün eri olun.”
YORUMLAR