CHP'nin ittifak görüşmeleri sürecinde HDP'yi dışarıda bırakmasına yönelik HDP'li yöneticilerden gelen tepki açıklamaları sonrası HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir mektup kaleme aldı.
"Her şeyden önce, bu seçimler Türkiye siyasetinde önümüzdeki on yılları etkileyecek bir kırılma yaratacaktır. Ya AKP zihniyetinde somutlaşan tek adam otoriter rejimi nihai zaferini ilan edip bugüne kadar yapılan zulümleri katlayarak tam bir diktatörlüğe dönüşecek ya da Cumhuriyet tarihi boyunca devam eden demokrasi arayışı ve mücadelesi güçlenerek yoluna devam edecek" diyen Demirtaş, "Bu arayış çerçevesinde şekillenen iktidar ve muhalefet blokları da seçmen karşısına çıkarken bu gerçeklikten hareket ediyor olacaklar; ya tam demokrasi ya tam diktatörlük. Özellikle muhalefet blokunun söylem düzeyinde bunun farkında olduğunu gösteriyor olması önemlidir. Ancak muhalefet blokunun eylem ve pratik düzeyinde tam demokrasiyi uyguladığını gönül rahatlığıyla söylemek mümkün değil" ifadelerini kullandı.
CHP'nin aday arayışı sürecini eleştiren Demirtaş, "Ana muhalefet adaylarının nerede, nasıl, neye göre tartışılıp belirlenmeye çalışıldığı tam bir muamma. Muhalefetin aday adayları olarak tartışılan isimler hangi ilkelere, hangi amaca hizmet etmek üzere tartışılıyor belli değil. Nerede, kimlerle, ne zaman tartışılıyor, belli değil" dedi.
'KAPSAYICILIK ÇAĞRISI'
Demirtaş'ın muhalefet blokuna ilişkin değerlendirmelerinde "kapsayıcılık" ve "şeffaflık" eleştirileri öne çıktı: "Adaylık meselesinde Abdullah Gül ile doğrudan görüşenler kimlerdir, kaç kez görüştüler, bilmiyorum. Ya da Meral Akşener ile veya ismi geçen diğer adaylarla kaç defa görüşüldü, ne konuşuldu? Bilinmiyor. Gelin görün ki, bu isimlerle sabah akşam görüşenler, bir defa bile demokrasi mücadelesi yürüten güçlerle adaylık konusunda bir araya gelmeyi akıl edemiyorlar." Demirtaş "AKP blokunun manipülatif müdahalelerine kapalı tutmak amacıyla olabildiğince gizli yürütülen bu görüşmeler"in halkın tartışmalara katılımını engellediğini belirtti.
ÖDP, EMEP, TKP gibi siyasi partiler, Haziran hareketi gibi siyasi oluşumlar, sendika ve odaların da sürece ilişkin görüş ve katkılarının alınması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, inanç örgütlerini de bu kapsama dahil etti. HDP'nin merkezinde durduğu "demokrasi güçlerinin bir demokrasi bloku oluşturulmasında öncü rol oynayacağını" da ileri sürdü.
YORUMLAR