Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1’nci Palyatif Bakım Servisi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yasemin Kılıç Öztürk, palyatif bakımın, yaşamı tehdit eden hastalıkların varlığında hasta ve hasta yakınlarının fiziksel, sosyal, psikolojik ve manevi ihtiyaçlarını birlikte değerlendiren, erken tanı, etkili tedavi ve rehabilitasyonu da içeren bir yaklaşım olduğunu belirtti. 2012 yılından bu yana Türkiye’de palyatif bakım hizmetlerinin giderek yaygınlaştığını vurguladı.
Palyatif Bakımın, yaşamı tehdit eden kanser, KOAH, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, Alzheimer gibi pek çok hastalığın yanı sıra nörolojik hastalıkları da kapsayan bir süreç olduğunu ifade eten Doç. Dr. Öztürk, “Bu hasta gruplarında, özellikle yatağa bağımlılık, yeme bozuklukları ve ağrı gibi semptomların çok önde olduğunu görüyoruz. Hastanın yaşam kalitesini hedef alırken, hasta yakınına yönelik de ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Çünkü evdeki hasta yakınlarının, özellikle hastanın zor günlerinde, manevi olarak etkilendiklerini, psikolojik ve sosyal sorunlar yaşadıklarını biliyoruz. Servislerimizde, hasta yakınlarının da ihtiyaçlarını ele alan düzenlemeleri yapmaya dikkat ediyoruz.” dedi.
Günlere yaşam katıyorlar…
Onurlu bir yaşamı desteklemek anlamında, palyatif bakım konusundaki farkındalığın tüm sağlık profesyonellerinin birinci derecede vicdani sorumluluğu olarak kabul edildiğini dile getiren Öztürk, “Türkiye genelinde çok sayıda merkezde çalışmalar yürütülmekle birlikte, İzmir ilinde de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi olarak sağlık profesyonellerinin eğitimi için il içi, ulusal ve uluslararası alanda pek çok etkinlikte görev almaktayız. Merkezimizde yaşama günler katmak mümkün olmadığında, “Günlere yaşam katmak" felsefesiyle hizmet vererek, hasta ve hasta yakınlarımızın yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Toplum temelli hizmet sunumu…
2’nci Palyatif Bakım Servisi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Nil Tekin de, “Biz hastanemizde palyatif bakım hizmetlerini planlarken bu hizmetlere herkese toplum temelli olarak ulaşmasını sağlıyoruz. Merkezimize, Palyatif Bakım Polikliniği’nimize, Evde sağlık hizmetlerimize veya tüm İzmir'den koordinasyon merkezi aracılığıyla yapılan başvuranları değerlendiriyor, palyatif bakım merkezimizde yatışa ihtiyacı olan hastaları kabul ediyoruz. Bunun dışında huzurevlerinden de hastalarımız geliyor. Böylelikle, sadece hastanenin içinden ya da diğer hastanelerden değil, toplumdan, evlerden ve huzurevlerinden de palyatif bakıma ihtiyaç duyan insanların bize ulaşmasını sağlıyoruz.” dedi.
“İnsana verilen emeğin mutluluk olduğunu biliyoruz”
Toplumun yaşlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Tekin, “Hastalarımızın çok büyük bir kısmı yaşlı hastalardan oluşuyor. Yaşlı hastalar beslenme problemi, düşmeler, basınç yaraları ve çeşitli enfeksyonlar gibi birçok problemle karşılaşıyor. Zaman zaman tıbbi bakım ihtiyaçları artıyor. Bu dönemlerde de hastalara olduğu kadar hasta yakınlarına da destek veriyoruz.
Verdiğimiz hizmetlerle ilgili olarak bir çok olumlu geri bildirim alıyoruz. Bu da bizim motivasyonumuzu artırıyor. Çünkü insana verdiğimiz emeğin mutluluk olduğunu biliyoruz. “şeklinde konuştu.
Aile Hekimliği uzmanları olarak koruyucu ve geliştirici sağlık hizmetlerini önemsediklerini ifade eden Tekin, merkezde hastalıkları önleme açısından da Aile Hekimliği bakış açısıyla bazı palyatif bakım uygulamaları yapıldığını bunların içerisinde aşılamaların olduğunu belirtti.
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Palyatif Bakım Merkezleri olarak hastaların ve ailelerinin yanında olduklarını dile getiren Tekin, “Ekip olarak multidisipliner bir yaklaşımla hizmet veriyoruz . Hemşirelerimizin yanında Psikologlar, Sosyal Hizmet Uzmanları, Diyetisyenler, Bakım Teknikerleri ve Gerentolog’dan destek alıyoruz. Palyatif bakımda hizmet sunumun bakım ağırlıklı özelliği nedeniyle Hemşirelik hizmetleri ve hemşirelerimiz bu işin önemli bir kısmını oluşturuyor.” İfadelerini kullandı.
Hizmetten etkilendi gönüllü olarak çalışmak istiyor…
87 yaşındaki annesi Palyatif Bakım Servisi’nde tedavi gören Aynur Kaçak aldığı hizmetten çok etkilendiğini belirterek, tüm çalışanlara minnettar olduğunu ifade etti. “Buranın , aileden hiçbir fark yok. Yani doktor-hasta ilişkisi , hemşire-hasta ilişkisi, personel-hasta ilişkisi yok. İlk geldiğimizde çok endişelensem de zamanla herkesin destek olduğunu gördüm. Ben de bu ailenin bir parçası oldum. Doğum günümü de serviste hep birlikte kutladık. Burada verdikleri eğitimlerle de hasta bakımı konusunda çok şey öğrendik. Hasta yakınları olarak birbirimize destek oluyoruz. Annem taburcu olduktan sonra da uygun günlerde gönüllü olarak serviste çalışarak ihtiyacı olanlara destek olmak istiyorum.” dedi.
YORUMLAR