Koronavirüs (Covid-19) salgını, iklim değişliklerinin sebebi olan doğa tahribatlarına ilişkin farkındalığı da artırırken, Türkiye’nin 2016 yılında imzaladığı Paris İklim Anlaşması TBMM’de kabul edilmediği için yürürlüğe giremiyor.
Küresel ısınmanın yarattığı etkileri en aza indirmek için 2015 yılında son hali verilen anlaşmaya imza atan Türkiye, parlamentosunda anlaşmaya onay vermeyen 10 ülkeden biri olma özelliğini koruyor.
Enerji Sanayici ve İşadamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, Covid-19 salgının sadece bir hastalık olmadığını belirterek, “Bu salgın çevreye, insana ve doğaya saygılı enerji üretmenin önemini, bir felaket eşliğinde hepimize öğretiyor. Sadece bir virüs salgını yaşamıyoruz. Yaşlı dünyamızın ve doğanın insanoğlundan intikam alışına tanık oluyoruz” dedi.
SİYASİ PARTİLERE AÇIK ÇAĞRI
Türkiye’nin de enerji üretiminde yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çizen Vatansever, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanması için tüm partilere açık çağrıda bulunduklarını söyledi.
Anlaşmanın 2020 ve sonraki süreçte iklim değişikliğine karşı küresel sosyo-ekonomik dayanıklılığı artırmayı hedeflediğini hatırlatan Vatansever, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu önemli anlaşma, sera gazı emisyonunu 2030’a kadar 56 Milyar Ton düşürmeyi ve bu sayede küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmayı hedefliyor. Anlaşma ile taraf ülkelerin, fosil yakıt kullanımını azaltarak yenilenebilir enerjiye yönelmelerini amaçlanıyor. 22 Nisan 2016’da New York’ta 175 ülke temsilcisiyle birlikte bu anlaşmaya imza koyan ülkemiz, dört yıldır TBMM’de onay mekanizmasını çalıştırmıyor. G20 ülkeleri içinde Paris Anlaşması’nı onaylamayan maalesef tek ülkeyiz. Anlaşmayı parlamentolarında onaylamayan ülkeler arasında Sudan, Yemen, Eritre, Irak, Angola gibi dünyanın en geri kalmış ülkeleri yer alıyor. Ülkemizin bu ülkelerle aynı kategoride yer almasının büyük haksızlık olduğunu düşünüyoruz.”
TÜRKİYE’NİN 2030’A KADAR NİYET TAAHHÜTLERİ
Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan ancak TBMM’de onaylamayan Türkiye’nin “Niyet Edilen Ulusal Katkı” dokümanında dikkat çeken hedefler de yer alıyor.
Bu hedefler arasında 2030 yılına kadar güneş enerjisinden elektrik üretiminin 10 GW’a, rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminin ise 16 GW’a ulaşmasını hedeflediği dikkat çekiyor.
Türkiye, ayrıca 2030 yılına kadar mümkün olan tüm hidrolik enerji kapasitesini kullanacağını, bir adet nükleer santrali devreye alacağını ve dağıtım şebekesindeki kayıp oranını yüzde 15 seviyesine düşüreceğini taahhüt ediyor.
YORUMLAR