Partisinin grup toplantısında konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Memurumuz da işçimiz de toplu sözleşmelerden sonraki halden memnun' dedi. Hükümetin zam teklifinden sonra sendikalardan yapılan açıklamalar ise memurlar ve kamu işçilerinin hem zam oranları hem de toplu sözleşme süreçleriyle ilgili rahatsızlıklarını gözler önüne sermişti.

Hükümetin Ağustos ayında kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren zam teklifi sonrası değerlendirme yapan AKP'ye yakınlığıyla bilinen memur sendikası Memur-Sen'in Başkanı Ali Yalçın yapılan zam tekliflerini kabul etmeyeceklerini ifade etmişti. Yalçın, "Rakamlar beklentimizi karşılamıyor." ifadelerini kullanırken Memur-Sen hükümetten 2022 için yüzde 21, 2023 için ise yüzde 17 zam talebinde bulunmuştu.

Sonraki görüşmelerde iktidarın güdümündeki Memur Sen ve Kamu Sen teklifleri kabul etmiş, görüşmelerden çıkan sonuca Eğitim-İş MYK Üyesi Maksut Balmuk tepki göstermişti.

Balmuk, "Toplu sözleşmelere imza atanlar emekçilere de sendikal örgütlenmeye de ihanet etmişlerdir. İktidar tarafından desteklenip beslenen ve AKP iktidarlarında hormonlu bir şekilde büyüyen MEMUR-SEN bu toplu sözleşmede de kamu emekçilerini masada satmıştır. İstedikleri zam oranının yarısına imza atarak geçmişteki ihanetlerine bir yenisini eklemişlerdir." ifadelerini kullanmıştı.

Bir evin nasıl geçindirileceğinden haberleri yok

Genel Sağlık-İş Sendikası ise, iktidarın kamu emekçilerine yaptığı zam teklifine karşı tekliflerinin istifa çağrısı olduğunu açıklamış, sendikadan yapılan açıklamada "Liyakatsiz, kifayetsiz, basiretsiz ve yandaş yöneticilere üçer beşer maaşlar ödenirken, sıra emekçiye geldiğinde yüzde 5+6’yı reva görenlerin bırakın ülke yönetmeyi, bir evin nasıl geçindirileceğinden haberleri olmadığı ortadır" denilmişti.

Genel Sağlık-İş istifaya çağırmıştı

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız imzasıyla yapılan yazılı açıklamada "Şahsı, çevresi ve yandaş şirketleri için 'İtibardan tasarruftan olmaz', diyerek, vergi afları yaparak, ülkenin tüm kaynaklarını seferber eden siyasi iktidarın kamu çalışanlarına reva gördüğü teklifi 'red' ediyor, karşı teklif olarak 'istifaya' çağırıyoruz. Tüm emekçileri haksızlığa, adaletsizliğe karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz" ifadelerine yer verilmişti.

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “KESK olarak, 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz” diyerek tüm kamu emekçilerini 27 Ağustos’ta iş bırakma eylemine çağırmıştı. Konfederasyonun genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuşan Bozgeyik, “Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulu’nun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz" demişti.

Emekçiler enflasyonun altında ezdirildi

Hükümetin zam teklifine bir diğer tepki ise Birleşik Kamu-İş’ten gelmişti. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık da yaptığı açıklamada teklifi şiddetle reddettiklerini söylemiş, "AKP iktidarı ile yandaş konfederasyon arasında yapılan sözde toplu sözleşmede tüm kamu emekçileri geçmişte olduğu gibi bugün de enflasyonun altında ezdirilmekle kalmadı, yüzdelik dilimlerle ücretli kölelik koşulları dayatıldı. Kendinden olmayan sendikaları ve kamu emekçilerini yok sayan anlayışın karşısında olmaya devam edeceğiz ve Sözde Toplu Sözleşme masasını tanımayacağımızı belirtiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Sağlık Emekçileri Sendikasının Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarıyla ilgili yaptığı açıklamada ise “TÜİK’in sağlık alanında belirlediği enflasyonun yüzde 18 çıktığı, elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam yapıldığı dönemde cari harcamalara memur maaş zamları oranında artış yapılmasının Bakanlığın ASM’lerin gelirlerine göz koyduğunu gösterdiği” ifade edilmişti.

Toplu sözleşme oyunu reddedilmişti

Emekçiler açlık sınırında zamlara tepki gösterirken, toplu sözleşmenin içinden bir de yandaş sendikaları kayıran maddeler çıkması da tepkilere neden olmuştu. Üniversite İdari Personel Sendikası (Üni-Per-Sen) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Güzel "AKP iktidarı öncesi sadece kırk bin olan üye sayısını bir milyona çıkartan Memur-Sen ve ortağı Türk Kamu-Sen'in korunmaya çalışıldığı gün gibi ortadadır" derken, "Bağımsız, bağlantısız sendikaların faaliyetlerini yürütemez hale gelerek kapanmaları kaçınılmaz bir hal alıyor" ifadesini kullanmıştı.

Tüm Büro Birlik Sendikası sözleşmenin bazı maddelerinin iptali için Danıştay'da dava açtığını duyurmuş, yapılan açıklamada "Bu toplu sözleşme bir kez daha örgütlü mücadelenin önemini ortaya koymuştur. Sendika olarak talebimiz toplu sözleşme ödeneği gibi adlar altında kamu çalışanlarını ayrıştıracak ve 'birlikte mücadele' etmelerini önleyecek, çalışma barışını bozacak yandan sağdan soldan ödemeler değil taban aylıklara yapılacak 'refah payı' artışlarıdır. Tüm Büro Birlik Sendikası olarak bu oyunu bozmak ve hizmet kolumuzdaki tüm kamu çalışanlarının sesi olmak adına 'Toplu Hayal Kırıklığı Sözleşmesinin' ilgili maddelerinin iptali için Danıştay nezdinde dava açmış bulunmaktayız" denilmişti.