Zeynep Altıok, Osman Kavala hakkında 4 aydır iddianame düzenlenmediğini belirterek "Taşanan bir hukuksuzluk sürecidir. Talebimiz hukukun işletilmesidir. Eğer ortada bir suç varsa açıklanmalı ve iddianame düzenlenmeli ancak insan hakları savunucuları, Deniz Yücel ve son döneme ait sayısız mesnetsiz gazeteci tutuklamalarında olduğu gibi süreç hep aynı. Uydurma ithamlar, iddianame garabeti, isnat edilen suçlar hiç değişmeyen bir süreç var. Bu nedenle tam 4 aydır iddianame dahi düzenlenemedi" dedi.
Altıok bu davaların tamamının mesnetsiz ve suç isnatı ile kurmaca davalar olduğunu ifade ederek "Hukuku rafa kaldıranlar talimatla tutuklama yapıyor, siparişle de tahliye ediyor. Bir bakıyorsunuz 1 yıl boyunca iddianamesiz, suçsuz şekilde tecrit edilen Deniz Yücel göstermelik bir duruşmaya bile ihtiyaç duyulmadan serbest bırakılıyor. Bir insanın ömründen çalınan 1 yılın hesabını kim verebilir?! Hukuk işletilmiyor. Salt hukuka değil akla mantığa sağduyuya da aykırı uygulamalar ve ithamlarla aydınlarımız, gazetecilerimiz rehin tutuluyor. Saray iktidarı OHAL ve KHK’lar eliyle Türkiye’de özgürlüğü ve demokrasiyi savunan bütün siyasetçi, aydın, sanatçı, öğretmen, emekçi ve demokratik kitle örgütü temsilcilerini hedef alarak düşünmeyen talimatla soluk alıp veren toplum yaratmak için hukuksuz uygulamalarını meşru kılma gayretinde” dedi.
Altıok’un açıklamalarında öne çıkan bazı başlıklar şu şekilde;
HAKSIZLIĞA HUKUKSUZLUĞA KARANLIĞA KARŞI 9 MART’TA ÇAĞLAYAN’A
Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi haline geldi. Medyayı, eğitim kurumlarını, üniversiteleri, demokratik kurumları, siyasi partileri sindirmeye çalışanlar hedef tahtalarına demokrasiye ve hukuka inanan iş adamlarını da koymaya başladılar. Bu aslındaiktidarın hızlı çöküşünün göstergesi. Korkuyorlar ve korkuları büyüdükçe baskıları ve zulümleri de artıyor. Tam 427 gündür tutuklu olan gazeteci Ahmet Şık, 487 gündür tutuklu Akın Atalay ve Murat Sabuncu 9 Mart’taki duruşmada serbest bırakılmalı. Bu nedenle haksızlığa, hukuksuzluğa ve karanlığa karşı 9 Mart’ta haktan, hukuktan ve adaletten yana olan herkes Cumhuriyet Davası’na kulak vermeli, özgürlük mücadelesi veren gazetecilerimizi yalnız bırakılmamalıdır.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜN İNANDIKLARI VE DOĞRULARI SÖYLEDİKLERİ İÇİN HAPSEDİLDİLER
Aslına bakarsanız bu davalarda ve tutuklamalarda hedef alınan hukukun kendisidir. Bu utancı yaşatanlar ‘aldatıldık’ dedikleri ve ‘savcısı’ oldukları çökmüş davalardan ders almak şöyle dursun; yine benzer ‘mantar davalar’ organize ediyorlar. Alışık oldukları üzere herkesi bir çuvala koyarak kendilerinden olmayanlarla ve haksızlığa, baskıya, ötekileştirmeye, şiddete, savaşa karşı olanlarla hesaplaşmayı sürdürüyorlar. Sırf demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inandığı için içeride tutulan ve 4 aydır hakkında iddianame bile düzenlenemeyen Osman Kavala, özgür gazetecilik yaptıkları için tutuklanan Cumhuriyet yazarları ve doğruları söylediği için mahkum edilen Enis Berberoğlu bunun en acı örneklerinden değil mi? Milletvekilimiz Enis Berberoğlu tamamen gerçekleri söylediği ve yazdığı için hukuksuz şekilde tutuklu bulunmuyor mu? Bütün bu karanlık tabloya ve zorluklara rağmen özgür basın, demokratik Türkiye mücadelesi verenlerle, barış diyenler ve eşitlik isteyenler kazanacak.
YORUMLAR