Aslında bahsettiğimiz bu yapay zeka sistemlerinin çoğu insan beyni ilham alınarakmodellenen sinir ağları. Şu anda sinir ağlarının her biri belirli bir görevi yerine getirecek şekilde oluşturuluyor. Mesela bir insanı Go’da yenen yapay zeka nasıl araba kullanacağını bilmiyor. Ancak gelecekte bir gün bu ‘dar görüşlü’ yapay zeka sistemlerinin genel yapay zekaya (birçok işi bir insan gibi veya insandan daha iyi yapabilen bilgisayar) dönüşeceği ümit ediliyor.
Sinirbilimci Zachary Mainen‘a göre bu ihtimal ilginç bir soruyu da beraberinde getiriyor “Eğer bir bilgisayar bir gün insan gibi düşünebilir hale gelirse, insanların yaşadığı türde akıl sağlığı sorunları yaşaması da mümkün olur mu?”
Dünya genelinde 300 milyondan fazla insanı etkileyen depresyon, serotonin ile yakından ilişkilendiriliyor. Mainen, geçtiğimiz ay yaptığı bir sunum sırasında serotoninin bilinmedik durumlara adapte olma kabiliyeti açısından önemli rol oynadığını belirtti. Sunumdan sonra Science dergisine açıklama yapan Mainen “İnsanlar serotoninin mutlulukla ilgili olduğunu sanıyor ama aslında serotonin nöronları şaşkınlık yaratan durumlarda mesaj gönderir” dedi. Bu açıdan baktığımızda depresyon, beynimizin değişime adapte olamaması şeklinde ifade edilebilir.
Mainen, serotoninin insan beynindeki işlevine benzer bir kontrol mekanizmasının yapay zekalarda da bulunması gerekebileceğini söylüyor. Bu mekanizma, makinelerin yeni durumlara kolayca adapte olmasına yardımcı olabilir. Ancak aynı zamanda belirli düşünce modellerinin güçlenmesine ve makinelerin depresyona girmesine de sebep olabilir.
Mainen Science‘a yaptığı açıklamada bu durumla ilgili aşağıdaki cümlelere yer verdi:
Hesaplamalı psikiyatri, takviyeli öğrenme gibi yapay zeka algoritmaları üzerinde çalışarak depresyonda olan veya sanrı gören hastalar hakkında bilgi edinebileceğimizi varsayıyor. Eğer bu şekilde düşünürsek, yapay zekanın da hastaların yaşadığı tarzda sorunlar yaşaması mümkün görünüyor.
YORUMLAR