Son günlerde AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atila Kaya’nın terör suçlamaları ile sürekli gündeme gelen CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ve Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak “AKP’ye toplu yanıt” toplantısını CHP İzmir İl Başkanlığında düzenledi.
Toplantıda konuşan CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, AK parti hükümetini çaresizlikle suçladı. Çaresizlikten gündem değiştirme çabası içinde olduklarını söyleyen Başkan Yüksel, Ülkemizde 7 haziran seçimlerinden sonra tam bir kaos ortamını oluştu. Ülkemiz kan gölüne dönüştü tüm dünyayı saran şiddetleri yaşıyoruz. 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP den bir açıklama geldi. Türkiye kaosu seçmiştir diye, Seçimlerden sonra hep milli irade diyenler birden bire yüzde 60 gibi bir seçim sonucu görünce kaos yaşandı dediler ve 1 Kasım’a giden seçimde bunu kanıtlamak için ülkeyi kaos yerine dönüştürdüler. Bu hükümetin yönetim şekliyle cehenneme dönüşmüştür ve tüm dünyayı bu ateşin sarmasına neden olmuştur. 2002’de yılda 7 şehit verirken şimdi 1 günde bu kadar şehit veriyoruz.
“ARTIK BABALAR OĞULLARIN CENAZESİNİ KALDIRIYOR”
Her gün bir ailenin ocağına ateş düşüyor. Oğullar babalarının cenazesini kaldırırken artık babalar oğullarının cenazesini kaldırıyor. Bu acıyı çok yakınımızda yaşamaya başladık bu ortamın yaşanmasına 14 yıllık AKP iktidarı neden olmuştur. Kendi siyasal çıkarları için her şeyi planlıyorlar üllke de hedefledikleri barış huzur özgürlük değildir. Amaçları bu sorunları yaşatıp seçim hesapları yapmaktır. İnsanlardan barış diye oy almaktadırlar. En son kaosu kullanarak 1 Kasım seçimlerine ulaşmışlardır” dedi.
“HERKES KONUŞMAYA KORKUYOR”
Başkanlık sisteminin önünü açmak için AK Parti hükümetinin ülkeyi kaos ortamına sürüklediğini belirten Başkan Yüksel, “Bu kaos ortamının nedeni başkanlık sisteminin önünü açmaktır. Fiilen başlatılan başkanlık sisteminin anayasal zeminini hazırlamaktadırlar. Cumhurbaşkanı ‘yüzde 52 oyla seçildim her şey farklı olacak’ demiştir. Parlamenter sistemin rafa kalktığını ve başkanlık sisteminin başladığını söylüyor ve parlamentoya direktifler veriyor ‘buna uygun hale getirin Anayasayı’ diyor. Anayasa mahkemesinin kararlarını tanımadığını söylüyor oysaki anayasa mahkemesi anayasanın ta kendisidir. Anayasayı tanımamaktır bu, biz zamanın da güya anayasayı değiştirmek girişimiyle 3 can verdik biliyorsunuz. Üstelik kimseye zarar vermedikleri halde. Zorla medya üzerinde kurulan baskıyı göstererek Can Dündar ve Erdem Gül davasına sürekli talimatlar vererek dışardan müdahale etmiş şimdide tam olarak müdahale etmektedir. Üniversitelere karışıyor. Üniversiteler de akademisyenler üniversitenin dışında kalıyor polisler içeri giriyor. Kimse düşüncesini açıklayamıyor. STK’lar basın açıklaması bile yapamıyor. İşçi sendikaları aslında hem hükümeti hem muhalefeti eleştirirler ama bunu yapamıyorlar. Türkiye’nin tüm kurumları mutabık olduğu bir şey var AKP hükümeti bu muktedire karşı bir şey yapmamaktadır. 1 tane milletvekili yoktur vicdanlı bu olaylara karşı parmak kaldırsın. Çocuk tacizcilerine karşı bir komisyon kurulmasına yönelik araştırma komisyonu kurulması için verilen önergeye AKP yine ret vermiş ve kamu baskısıyla kabul edilmiştir” diye konuştu.
“KONUŞABİLEN TEK KURUMUZ”
İzmir’de bütün sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına ve sendikalara yönelik inanılmaz bir baskı olduğunu savunan Yüksel, şu ifadeleri kullandı: “Basın açıklaması yapmasına bile izin verilmiyor. Bütün AK Parti milletvekilleri hep birlikte kurumlara ve başkanına karşı bir linç kampanyası başlatmaktadır. Kurumların, sesini çıkaramadığı dönemde beklentileri, CHP’nin ayağa kalkarak ses çıkarmasını bekliyor. CHP’den ülkenin barışa ve huzura yönelik çalışmalar bekliyor. Yerel yönetimlerimiz hem kente hizmet etmeye, hem de nitelikli demokrasi yolunda adım atmaya çalışıyorlar. İzmir’de konuşabilen, sesini çıkarabilen tek kurum var. Polis zoruyla müdahale edilmeyen tek kurum CHP’dir. Biz konuşmaya devam edeceğiz.”
Bütün kurumları susturmuş, güvenlik bahane edilerek, terör bahane edilerek mevcut anti demokratik yasalara yenilerini eklemiş, öyle yasalar çıkartmış ki; istediğini ya paralel damgası ile ya da terör örgütü üyesi ya da destekliyor diye malına mülküne el koyabiliyor. Kayyumlar atıyor. Konuşabilen CHP’ye karşı ne yapması gerektiğini planlayıp belediye başkanlarımıza yönelik, milletvekillerimize, ilçe başkanlarımıza, il başkanlığımıza yönelik mesnetsiz, yalan suçlamalarda bulunmaya başladılar. Bu yolla susturmaya çalışıyorlar. Yalanla bizi terör örgütle ilişkilendirmeye çalışarak, iftira atarak ancak içinde düştükleri zor durumdan bu şekilde kurtulmaya çalışmaktadırlar.
Kendilerinin bu suçu işlediklerine dair onlarca örnek var. Hükümetin bütün bakanlarının terör örgütünü öven sözlerini görüyorsunuz. Suç duyurusunda da bulunduk. Buna karşı konuşabilen tek kurum olan CHP’yi susturmak için ağır saldırılarda bulunuyorlar. Asla kabul etmiyoruz. CHP olarak ülkenin kurucu partisiyiz. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamış bir partiyiz. AKP’nin kamplaştırma oyununa gelmeyeceğiz. Allah’tan Atatürk temeli sağlam atmış ki; iç savaşa karşı halkımız duyarlı davranıyor. Terörü bitirecek olan, bu ülkenin halkıdır. Biz AKP’nin her türlü ayrıştırma politikasına rağmen bu bayrağın altında barış içince bir arada yaşama irademizi bir kez daha en güçlü şekilde dile getiriyoruz.
“ÜSTE ÇIKMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Toplantıda, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın İZELMAN ve DİSK ile ilgili iddialarına açıklık getiren Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi: “6 bin 300 tane işçi var ki büyük çoğunluğu otobüsleri tamir eden ve kullanan arkadaşlarımız. Her gün hepimizi toplu taşımda taşıyorlar. Onları suçluyorsunuz, sendikayı suçluyorsunuz. Belediye başkanını suçluyorsunuz. Bu tam bir çamur izi kalsın, itibarsızlaştıralım gibi dolaylı olarak da bize gelen de aynı konulardır ama İzmir, İzmirli, kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimin ne iş yaptığını, kimin gerçek anlamda kentlisini sevdiğini zaten biliyor. Telaş içindeler. Üste çıkmaya çalışıyorlar.”
“BÖYLE KAHRAMANLIK OLMAZ”
AK Partili milletvekillerine seslenen Kocaoğlu, “Seçilen milletvekilleri o günden bu güne İzmir için ne yaptılar? Ne düşündüler, İzmir için ne ürettiler? Yoksa gündemi değiştirmek, ucuz sözlerle kamu görevlilerine, belediye başkanlarına adeta hakaret ederek, saldırarak kahraman mı olmak istiyorsunuz? Böyle bir kahramanlık yok. Herkese şu ülkenin bulunduğu süreçte en fazla birliğe ihtiyacımız olduğu dönemde, en çok ülkeyi yöneten partinin birliğe, dayanışmaya ihtiyacı olduğu dönemde İzmir’deki parlamenterlerin, bu birlik ve beraberliği yaralayarak eylemde olmasını hayretle izliyorum. Bilgisizliklerine mi vermek gerekir, sadece kendi iktidarları için hareket ettikerine mi vermek gerekiyor hep beraber izleyip cevabını İzmirliler verecektir.”
“BUNU BİLMEYEN İNSANLAR 2. SINIFA GEÇEMEZ”
AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın hakkındaki iddialarına yanıt veren Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise, Kaya’nın da avukat olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu suçlamaların hiçbiri ciddi suçlamalar değil. 2 yıldır belediye başkanıyım. 2 yıldır ben İzmir’in kamuyounun önünde iş yapan, hemşehirleriyle çalışan, sorunların çözümünü üreten biriyim. Bunu konuşan zat aynı zamanda bir avukat. Diploaması olduğu varsayılıyor. Biz fakülteye başladığımızda Anayasa Hukuku ve Hukuk Başlangıcı dersi alırız. Fakültenin 1. sınıfında öğretilen temel ilkeler var. Bunu bilemeyen insanlar 1. sınıftan 2. sınıfa geçemez. O zata hukuk diplomasının gereğini yerine getirmesini, hukuk gereği konuşmasını öneriyoruz. Çaresizlik içinde zannediyorum. Çünkü yönetim makamında iktidarda olan bir partinin yöneticileri, sorunların çözümü için çalışmak zorunda. Her gün şehit cenazelerine ağlayıp teröre lanet okuyoruz. Artık bunları söylemek değil çözüm bulmak zorundayız.”
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel de, bir gazetecinin İzmir milletvekili olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile bu tip tartışmalar hakkında konuşulup konuşulmadığı sorusunu yöneltmesi üzerine “Binali Bey hem milletvekili adayı, hem seçildiğinde, hem bakan olduğunda hep İzmir’le ilgileneceğinin sözünü verdi. Ondan beklentimiz sorumsuz açıklamalarına karşı etkili olabilir. İzmir’de AKP’nin lideri durumundadır. Bir bakandır. Özellikle İzmir’in engellenen projeleriyle ilgili daha yakından ilgilenmesini, kolaylaştırmasını bekliyoruz. İzmir’e bakan olarak gizmet edebilir, onların kendi kararlarıdır. Biz isteriz, yaparlarsa alkışlarız. Yapmıyorlarsa bizim çalışmalarımızı engellememelerini, gölge etmemelerini isteriz.”
YORUMLAR