Tarsus’ta geçen şubat ayında hunharca öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili sanıklar Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe üçüncü kez mahkemeye çıktı. Üç sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası verildi.
Kararın açıklanmasının ardından baba Mehmet Aslan, anne Songül Aslan ve amca Yaşasın Aslan ile yakınları, Özgecan Aslan’ın Mersin Şehir Mezarlığı’ndaki mezarını ziyaret etti. Acılı aile, kızlarının mezarı başında dua ederken, baba Mehmet Aslan, kızının mezarı üzerine yapılan melek figürlü heykeli öptü.
"BU İŞ YASAYLA ÇÖZÜLMEZ"
Mezar ziyaretinin ardından sanıklara verilen cezayı değerlendiren baba Mehmet Aslan, bu kararı beklediklerini, ancak verilen bu kararın kendisini sevindirmediğini söyledi. Toplumda bu konuyla ilgili ’iyi niyetten, iyi halden indirim almaları’ gibi sesler çıktığını kaydeden Mehmet Aslan, "Ama ben gerçekten kalben söylüyorum, ben bu sözlerin hiçbirine kulak asmadım. Ben hakikatin eninde sonunda tecelli edeceğini biliyordum. Şimdi kararın bu şekilde çıkmış olması tabi ki, aslında beni sevindirmiyor. Daha sonrasında onlarca Özgecan yine katledildi. Yani Özgecan Yasası’nın çıkmasıyla ilgili olarak siyasi partilerin, devletimizin, milletvekillerinin gereğini yerine getireceklerine hiç şüphem yok. Fakat yine de bu iş yasayla çözülmez. Caydırıcı özelliği olur mu? Evet olur. Ama en büyük yasa Allah’ın yasasıdır" dedi.
"VURMAK YERİNE, ÖLDÜRMEK YERİNE YAŞATMAYI SEÇSELER, DÜNYA CENNETE DÖNÜŞECEK"
İlk ilahi emre uyulmadıktan sonra bu sorunların bitmeyeceğini vurgulayan Mehmet Aslan, şöyle devam etti:
"Bütün kainat sevgiden halka olmuş. Sevmeyi nasıl başaramıyor insanlar anlamıyorum. İnsanların yaradılışında, fıtratında olan çok muazzam bir güç. Çok basit. Bunu zorlaştıran her insanın içinde bir hain var, bir düşman var. Onunla savaşmak yerine, nefsiyle savaşmak yerine barışmayı tercih etseler, vurmak yerine, öldürmek yerine yaşatmayı ve sevmeyi seçseler, dünya cennete dönüşecek. Ancak bunu yapabilmek çok zor. Basit olan şeyi yapabilmek çok zor. Zor şeylerin peşinden koşmaktan kendimizi unuttuk, sevmeyi unuttuk, güzelliklerimizi unuttuk."
"ANADOLU’DA YAŞAYAN İNSANLAR, DÜNYANIN EN GÜZEL İNSANLARI"
İnsanoğlunun, yer yüzünün en değerli varlığı, kainatın şerefli mahluku ve en şerefli yaratılmışı olduğunu vurgulayan Mehmet Aslan, "Hele Anadolu’da yaşayan insanlar dünyanın en güzel insanları. Bu en güzel insanların nasıl bu hale geldiğini bilim adamları, düşünürler, felsefeciler, gönül insanları elbette ki kendilerince biliyorlardı ama ne hikmetse kimse elini taşın altına koymuyor. Kimse rahatını bozmuyor. Bu ülke için savaşan, bu ülke için mücadele edip, hem bu ülke için hem insanlık için kendi rahatından, kendi varlığından vazgeçenlerden bu millet asla vazgeçmez. Bundan sonrasına bakmamız gerekiyor. Tarih hep tekerrür ediyor. Tarihin tekerrür etmesi her alanda devam ediyor. Zaman çok hızlı akıyor ve zamanın da en büyük yargıç olduğuna inanıyorum. Yarın 296. gün ile yeni bir sayfa açılacak. Güzellikleri görelim, basit yaşayalım, hızlı hayatın temposuyla bir yerlere yetişmekten artık vazgeçelim. İstesek de istemesek de yine de her şey olacağına varıyor" ifadelerini kullandı.
Toplumun, Özgecan’ın bu şekilde ebediyete uğurlanmasından etkilendiğini belirten Aslan, "İnsanlar empati kurdular. Çünkü herkesin çocukları var, yarın bizim de başımıza gelebilir diye korktular. Ama bu korkuları bir çare olmayacak maalesef" diye konuştu.
YORUMLAR