CHP Genel Başkanı Özgür Özel, basın meslek örgütlerinin "Sansür Yasası" olarak bilinen Dezenformasyon Yasası'nın ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçuna hapis cezası verilmesini öngören maddesinin iptal talebinin görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi (AYM) önündeki eyleminde; "Eğer bugün AYM bu yasanın iptal edilmesiyle ilgili adım atmayacak olursa yarından itibaren, geçen hafta Tolga Şardan'a yapılanlar tüm gazetecilere yapılacak. Hepimiz biliyoruz ki bu bir sansür yasasıdır. Bu, gerçek dışı bilginin yayılmasına engel olmak için işleyecek bir yasa olsaydı, Türkiye şu anda dünyanın en büyük dezenformasyon cennetlerinden biri olmazdı. Seçim yaşadık. Atatürk'ün kurduğu, Türkiye'yi kurtaran ve kuran partiye terör örgütü ile işbirliği yaftası yapıştırıp bunu yaydılar. Bu yasa buna engel olmadı, Tolga Şardan gazetecilik yaptı, hapsi boyladı. Bundan sonra olacaklar bundan ibarettir. En iyi kararın, en doğru kararın verileceğine inanıyorum. AYM'deki yargıçların kim tarafından atandığına, hangi dönemde atandığına bakılmaksızın onların vicdanlarıyla karar vereceklerine yürekten inanıyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün basın meslek örgütlerinin "Sansür Yasası" olarak bilinen Dezenformasyon Yasası'nın iptali talebinin görüşüldüğü AYM önündeki eylemine katıldı. Özel burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"SİZE DESTEK VERMEK, DAYANIŞMA İÇİNDE OLDUĞUMU İFADE ETMEK ÜZERE BURAYA GELDİK"
"AYM önündesiniz ve çok önemli bir haykırışı dile getiriyorsunuz. Size destek vermek, dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek üzere buraya geldik. Kamuoyunda, iktidarın dezenformasyon yasası diye konuşturduğu ancak doğrudan sansür yasası olan, yalan bilginin yayılmasına engel olma yasası diye masumlaştırılmaya çalışılan bir yasasının iptalini istedik CHP olarak. İptalin altında imzası olan milletvekillerinden biri sıfatıyla da CHP'nin Genel Başkanı sıfatıyla da AYM'ye bu tarihi sorumluluğunu hatırlatıyoruz.
Tolga Şardan bu madde yüzünden tutuklanmış bir gazetecidir. Tolga Şardan bugün de tutuklu olacaktı, bu görüşme yapılmıyor olsaydı. Tolga Şardan'ın bırakılması, hukuken bir itirazın değerlendirilmesinden, birilerinin vicdana gelmesinden değildir. Tolga Şardan'ın serbest bırakılması bu yasa görüşülürken, bu yasadan bir gazetecinin tutuklu olmasının iptalin en önemli kanıtı olmasındadır. Eğer bugün AYM bu yasanın iptal edilmesiyle ilgili adım atmayacak olursa yarından itibaren, geçen hafta Tolga Şardan'a yapılanlar tüm gazetecilere yapılacak. Hepimiz biliyoruz ki bu bir sansür yasasıdır. Bu, gerçek dışı bilginin yayılmasına engel olmak için işleyecek bir yasa olsaydı, Türkiye şu anda dünyanın en büyük dezenformasyon cennetlerinden biri olmazdı. Seçim yaşadık. Atatürk'ün kurduğu, Türkiye'yi kurtaran ve kuran partiye terör örgütü ile iş birliği yaftası yapıştırıp bunu yaydılar. Bu yasa buna engel olmadı, Tolga Şardan gazetecilik yaptı, hapsi boyladı. Bundan sonra olacaklar bundan ibarettir.
"EN DOĞRU KARARIN VERİLECEĞİNE İNANIYORUM"
AYM'ye alacağı kararla ilgili bir şey söylemeye gerek yok. AYM'nin anayasaya uymasını ve anayasanın en temel gözetilmesi gereken bilgi alma, basın özgürlüğü ve vatandaşın bilgi alma özgürlüğünü koruyacak adımı atacağına inanıyoruz. Bu tarihi sorumluluklarını kendilerine hatırlatıyoruz. Bunu yerine getirmezlerse çok çok suistimal edilebilecek, tamamen bundan sonra sansür yasası olarak kullanılacak bir yasanın yürürlükte kalmasını sağlarlar. Bunu Türkiye taşıyamaz, dünyaya da anlatamaz. Ayrıca, bundan sonraki süreçle ilgili de AYM'nin bu tip toplumsal önemi çok yüksek olan, tüm toplumu ilgilendiren ve basın özgürlüğü gibi hayati meselelerle ve benzer hak ihlallerinde, kısıtlamalarda mutlaka çok daha hızlı gündemine alması, çok daha önem addederek görüşmeler yapması gerekmektedir. Bununla ilgili bir yasal düzenleme ihtiyacı varsa bu konuyu AYM'nin sayın başkanından, yöneticilerinden, genel sekreterinden dinlemeye, bu konuyla ilgili yapılacak yasal düzenleme noktasında destek vermeye de hazırız. Böylesine önemli konuların bekleyecek bir günü yok. Gazeteci Tolga Şardan halen hapiste olabilirdi ama bu görüşme 1 ay önce yapılsaydı geçen hafta yaşanan hem gözaltı hem tutukluluk süreci, sizin yaşadıklarınız, diğer gazetecilere yapılan baskılar olmamış olurdu.
En iyi kararın, en doğru kararın verileceğine inanıyorum. AYM'deki yargıçların kim tarafından atandığına, hangi dönemde atandığına bakılmaksızın onların vicdanlarıyla karar vereceklerine yürekten inanıyorum."
"TAM TERSİ BİR KARAR OLURSA, TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK MESLEĞİNİ BİTME NOKTASINA GETİRİRLER"
Özel, bir basın mensubunun AYM'den tam tersi yönde bir karar çıkması durumunda CHP'nin tavrının ne olacağına ilişkin sorusuna da, "Tam tersi bir karar ihtimalinin burada tartışmanın bence AYM'nin vereceği kararla ilgili, iptal etmeme ihtimalini konuşmanın şu aşamada yanlış olduğunu düşünüyorum. Öyle bir şey olacak olursa Türkiye'yi bütün dünyada zora sokarlar. Türkiye'de gazetecilik mesleğini bitme noktasına getirirler. Böyle bir kara lekeyi taşımak istemeyeceklerini düşünüyorum. Aksi durum, her şeyi bozar. İnsanların ekonomisini bile bozar. Basın özgürlüğünün olmadığı, gazetecilerin hapse tıkıldıkları bir ülkeye, öyle çok bekledikleri ne yabancı sermaye gelir ne Türkiye'nin güven endeksi gelir, hiçbir şey olmaz. Burada verilecek karar son derece kritiktir. Hepimiz için önemlidir. Aksini düşünmüyoruz. Aksinin olması durumunda bunu olağanüstü şekilde değerlendiririz. Olağan olan buradan hukuka uygun, anayasaya uygun bir karar çıkmasıdır" diye konuştu.
YORUMLAR