İzmir'in işgalinin başladığı 15 Mayıs 1919 tarihinde ilk kurşunu atarak direnişin simgesi olan gazeteci Hasan Tahsin, Konak Atatürk Meydanı’nda bulunan İlk Kurşun Anıtı önünde törenle anıldı. Anma törenine İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ile gazeteciler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi tarafından anıta çelenk konuldu.
“Bu ülkenin cesur gazetecileri var”
Törende konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, tutuklu gazetecilere dikkat çekerek, “Son bir yılda tutuklanan gazetecilerin sayısı 47… 96 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, 4 bin 148 habere ve 46 haber sitesine erişim yasaklandı. Televizyonlara, gazetelere milyonlarca liralık cezalar yağdı. Yine de bu ülkenin cesur gazetecileri var ve durmadılar. Tarikatların iç yüzünü ortaya koydular. 6 yaşındaki çocuklarla evlenenleri ifşa ettiler. Milyonlarca liralık devlet ihalelerindeki yolsuzlukları, cemaatlerin para kasalarını, kamu parasıyla zengin olanları ortaya koyduk. Hepsinin korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Tıpkı, Hasan Tahsin gibi, susmayacağız ve durmayacağız. Tarih baskı, zulüm, katakulli, devlet parasıyla sistem yaratanları değil; bizleri hatırlayacak. Bir ülkenin demokratik kalitesini büyük ölçüde basınının kalitesi, gerçeğe saygı, fikir özgürlüğüne duyulan hoşgörü belirler” dedi.
“Bağımsız bir ülke, demokratik ve özgür bir yaşam”
Bugün emperyalizme karşı tarihin en büyük direnişinin başladığı yerde bulunduklarına dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “Tarih 1919. Mayıs’ın 15’iydi. İzmir’de bir kahraman Anadolu kurtuluş destanının ilk cümlesini söyledi: ‘Sen başlat, bitiren bulunur.’ Bu sözler kadını, yaşlısı, çocuğu, genciyle koca bir vatan için istiklal mücadelesinin kıvılcımını yaktı. Halkın beklediği o ilk ateşi yakan kahramanın adı Hasan Tahsin’di. Tam burada… İşgal ordularına ilk kurşun atıldı. O kurşun ümitsizliğe gömülmüş bir memleketin cesareti ve umudu oldu” diye konuştu.
Hasan Tahsin’in bu cennet yurdun bağımsızlığı için canını feda ederken şüphe duymadığını dile getiren Özuslu, “Çünkü onun bir hayali vardı. Bağımsız bir ülke, demokratik ve özgür bir yaşam” ifadesini kullandı.
YORUMLAR