Zeynep Altıok yaptığı açıklamada, “Gelişmiş batı ülkelerinin yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına yatırım yaptığı bir dönemde biz eski ve riskli teknolojik yatırımlar satın alıyoruz. Hem mali yapısı hem taşıdığı riskler açısından tamamen yanlış bir proje. Ne elektrik maliyeti açısından ne de işletmecilik açısından bizim lehimize en ufak bir avantajımız var. Yıllık 40 milyar kilovat/saat elektrik üreteceklerini düşünürsek kilovat başı 14 cent'ten yılda 5.6 milyar dolar ödeyeceğiz. 15 yıllık garanti alım sözleşmesi ile 84 milyar dolar garanti para alacaklar. Yani Rus şirket 20 milyar dolar koyup 4 katını kazanacak. Şirketle yapılan anlaşma tarihinde 2010/kur 1.41 TL iken şuan 4 TL’nin üzerine çıktı ve ilk üretim tarihi 2023 yılı olarak ön görülüyor” dedi.
Altıok’un açıklamalarının satır başları şu şekilde;
OLASI BİR SIZINTI VEYA PATLAMA 100.000 KİLOMETRE ALANI ETKİLEYECEK
Yakıt ve teknoloji açısından da Ruslara bağımlıyız. Kullanılacak yakıt çubuklarının ithal edilmek durumundayız. Yarın ülkeler arası olası bir kriz durumunda “yakıt yok” dedikleri anda ne olacağı belli değil. Santralde çalışacak insan kaynağını dahi ilk etapta Ruslar sağlayacak. Santralde oluşabilecek herhangi bir sızıntı veya patlama sonucunda 100.000 kilometrekareden fazla alanı etkileyebilecek ve gerektiğinde silah olarak kullanılabilecek bir tesisi tamamen yabancıların eline bırakmış durumdayız. Almanya şu an Türkiye'nin iki katı daha fazla enerji üretip kullanmasına rağmen, 2022'de mevcut nükleer santrallerin tümünü kapatmayı hedefliyor. Biz ise 2023'te ilk nükleer santralimizi kurup yeni enerji elde etmeyi umuyoruz.
NÜKLEER ATIKLARIN NE OLACAĞI BELLİ DEĞİL
Santralde sızıntı veya patlama riskini olmayacağını var saysak bile, başlı başına çevre sorunları yaratacak. Bunu uzmanlar çevre örgütleri defalarca dile getirdi. Santralde su soğutmalı reaktör kullanılacağından, reaktör deniz suyunu alıp soğuyacak ve birkaç derece fazlasıyla denize verecek. Deniz suyunun ısınması bölgedeki deniz canlılarının ölümüne ve ekolojinin değişmesine neden olacak. Ayrıca kullanılacak nükleer atıkların ne yapılacağı, Türkiye’de kalıp kalmayacağı belli değil. Bunların Türkiye’de kalacaksa nasıl depolanacağı bilinmiyor. Bölgenin ileride nükleer çöplük olmamasının önünde hiçbir engel yok.
İNSAN VE ÇEVRE ODAKLI POLİTİKA YAPILMALI
Bizim CHP olarak savunduğumuz enerji politikası, yerli kaynaklara öncelik veren, çevreye duyarlı ve insan odaklı bir politikadır. Ülkenin sürdürülebilir gelişmesini olduğu kadar, doğa ve yaşam hakkını da temel hedef olarak ele alır. Biz belirtilen riskler, maliyet ve ulusal güvenlik parametreleri ışığında, Akkuyu’da yapılacak nükleer santralin ülke çıkarlarına ve kamu yararına uygun olmadığını düşünüyoruz. Santralın inşa edildiği alan, Akdeniz foklarının üreme alanı ve çok sayıda endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Yapım çalışmaları sırasında birçok canlı türü ve bitki örtüsü de olumsuz etkilenecek.
YORUMLAR